29 Ağustos 2017 Salı

Ne kadar Bilirsen O Kadar Guclu Olursun


Akil belli bir yasa gelmeden ozgurlestirilemez. Zihin bunu kaldiramaz. (Matrix filminden alinti)



                                       Bu yazida bana gelen bazi sorulari cevapladim.


Var Olan Herseyin Bilinci Var
Biz herseyi bilinc olarak yasiyoruz ve evrende var olan herseyin kendine gore bir bilinci var. Bu bilinc seviyesi onlarin evrimlesmesine bagli olarak gelisir ve buyur...

Daha once yazdigim gibi; dunya hayati ruh evrimlesmesi icin kullanilan bir okuldur. Bu mavi okulda, her seviyede bilinc var. Kimi okula yeni giris yapmisken kimisi de mezun olma doneminde. Bilinc seviyesi gelisirken ogrendiklerimizi algilamamiz da ona gore degisiyor. Her bir yasamimizdaki bilinc seviyemiz bir sonraki hayatimizdaki yerimizi belirliyor. Bu durumda su an yasadiklarimiz; bir onceki yasamimizda yaptigimiz secimlerin sonucudur. Buradaki secimlerimiz ise bir sonraki yasamimizin tuglalari olacaktir.

Cezalandirilma ve Odullendirilme

Yaptiklarimizla ilgili yaratici tarafindan verilecek bir odul yada cezalandirma yoktur. Kendimizi odullendiren de cezalandiran da biziz. Dogru secimlerimizle cenneti, yanlis secimlerimizle, cehennemi yasariz. Yasadiklarimizi dogru, yanlis yada gunah diye nitelendirmek, programlanmis zihnin dayatmasidir. Surekli korku ve sucluluk duygusuyla yasayarak kendimizi karanliga hapsediyoruz. Bizler deneyimlerimizle ogreniyoruz. Yaptigimiz secimlerle ilgili, kendimizi yada baskalarini yargilamak dogru degildir. Butun dersler zitliklarla ogrenilir. Saglikli olmanin onemini, hasta olunca anlayabiliriz. Sevginin kiymetini, onsuz kalinca anlayabiliriz. Iyi yada kotu diye tanimladigimiz hersey bize birseyler ogretir. Her ikisine de esit mesafeden bakarsak, yasam seklimiz degisir. Hepimiz kendi yolculugumuz icin burdayiz. Bu yolculugu, zihnimizin etkisinde kalarak yasarsak aci cekeriz, kalbe gore yasarsak mutlu oluruz.

Dunya Yasami Bir ilizyondur

Madde olarak algiladigimiz hersey aslinda ilizyondur. Simdi burda fiziken var oldugumuzu saniyoruz ama degiliz. Aslinda enerjiden olusmus birer hologramiz. Esas butunumuz baska boyutta yasarken kendimizden gonderdigimiz kucuk parcaciklarla, yani avatarlarimizla farkli katmanlarda ve boyutlarda yasami deneyimleriz. Dunya yasami da bu yerlerden biridir. Gercek sandigimiz seyler aslinda birer ilizyon...bir oyun. Gelisimimiz icin gerekli bir bilgisayar oyunu. Bellirli bir senaryoya gore hazirlanmis ve kurgulanmis bir oyun similasyonun icindeyken, yonumuzu secimlerimizle belirliyoruz. Aslinda fiziki hicbir sey yok etrafimizda. Hersey bosluk...enerji.. Beynimiz bize oyle gosterdigi icin biz var saniyoruz. Yedigimiz yemeklerden tutun, koku ve renklere kadar, belirleyici tek faktor beyindir. Beynimizdeki bilgisayarimsi bir sistem, projeksiyon yontemiyle bize ne gosteriyorsa biz onu goruyor ve ona inaniyoruz. Bu yuzden beynimizi disardan programliyorlar, dusuncelerimizi sekillendirerek yasamimiza yansitiyorlar. Bu bilgi ve teknolojiye sahip olanlar, nasil bir hayat yasamamizi istiyorlarsa bizi ona gore programliyorlar. Arac olarak; medyayi, film ve muzik endustrisini, egitim sistemlerini kullaniyorlar. Bizi tek tip dusunen robotlara donusturuyorlar.

Programlanabilir Varliklariz
Beynimizin bu programlanabilir ozelligi ile (alici-verici olmasi sebebiyle) sadece dunyadan degil, dunya disi irklarca da programlanabilir, kodlar veya yuklemler alabiliyoruz. -Download- tarzi bu yuklemler ya direk bilgi seklinde yada kodlar halinde gelebiliyor. Bu kodlar; geometrik sekiller, sayilar veya renkler seklinde olabiliyor. Meditasyon halinde veya ruya halindeyken gelen bu kodlari ve yuklemeleri bazen yakalamamiz mumkundur. Yuklemeler yapilmadan once renkli simler seklinde yagan enerji yagmurlari ile (isik banyosu) frekansimiz hazirlaniyor. Sonra yukleme basliyor.

Matrix Gercektir

Bence bizim gercek yasamimiz biz uykuya dalinca basliyor. Uyanikken yasadigimiz hersey bir ruya. Bunu bilirsek matrixten cikariz. Uyanis baslar. Sistem, biz uyanmayalim diye bizi matrixte (ruyada) tutmaya calisiyor. Bunun icin kullandigi en buyuk argumanlar; dinler, savaslar, egolar, sex, endiselerimiz, korkularimiz ve farkliliklarimiz. Zihnimizi surekli bunlarla mesgul ederek, bizi zihinde yasamaya zorluyorlar. Boylece uyanamiyoruz. Gozlerimiz sadece zihnimizin projekte ettiklerini goruyor ve onlari gercek sanip uyumaya devam ediyor. Boylece enerji bedenimizle, baglantimiz zayifliyor ve ucmak yerine fizik bedene hapsoluyoruz. Fizik beden en buyuk hapishanemizdir.

Dunya Yasayan Bir Organizmadir, Bilinci Vardir

Dunya canli bir varliktir. Bizim gibi onun da bilinci vardir. Disidir. Annedir. Hepimizin annesidir. Uzerinde tasidigi her canliyi o dogurmustur. Ismi Gaia'dir. Cok guzel ve fedakar bir annedir. Tarihimize yansimis bazi karakterlere kendinden parca yollayarak onurlandirmistir. Meryem Ana, Antik Yunan'da Gaia ve Hint tanricasi Shiva olarak..Bunlar benim bizzat gorsel olarak ogrendiklerimdir.



Gezegenler de Canlidir ve Bilincleri Vardir

Butun gezegenler de tipki Dunya anne gibi canlidir, bazisi disil bazisi da erildir. Tipki insanlardan bazilarinin erkek yada disi olmasi gibi..Butun gezegenler, uzerinde tasidigi varliklarca butune tamamlanmaktadir. Bu yuzden Dunya annemizi tamamlayanlar da sekillendirenler de bizleriz. Bizlerin dusunce ve eylemleriyle Gaia sekilleniyor. Insan bedeninde bu gorevi yapanlar ise hucrelerdir. Nasil hucrelerimizdeki tahribatlar bizi hasta edip oldurebiliyorsa, Dunya uzerindeki bizlerin kotu davranislari yada dusunceleri onu hasta edebilir, oldurebilir ve dengesini bozabilir.

Hersey Enerjidir ve Haliyle Aurasi Vardir

Nasil ki insanlarin aurasi varsa; Daglarin, denizlerin, koylerin, sehirlerin ve ulkelelerin de aurasi vardir. Insanlardan yayilan negatif enerjiler, uzerinde yada yakininda yasadigi dagin, topragin, koyun, sehrin veya ulkenin aurasini kotu yonde etkiler. O zaman Dunya annenin dengesi bozulur ve negatif enerjilerin yayildigi o alanlarda; depremler, seller, volkanik patlamalar gibi dogal felaketler yasanabilir. Kirli enerjiler topragi, bitkileri ve sulari etkiler..Verim duser.. Su an dunya uzerinde bu cesit negatif enerjilerin uretildigi yerler Turkiye, Suriye, Irak dahil tum Ortadogu ve Afrika'dir. Buralarda bilincli olarak negatif enerji uretimi yapilmaktadir. Cunku karanlik tarafin buyumesi, beslenmesi ve devamliligi icin negatif enerjiye ihtiyaci var. Astral planda iyilerle kotuler arasinda buyuk bir savas yapilmaktadir. Nedeni ise, Dunya annenin onbinlerce yilda bir yasadigi dongusel degisimdir. Hem enerji olarak hem de fiziken, pozitif yuk simdiki bulundugu yerden Turkiye, Ortadogu ve Afrika'ya geciyor. Bu yuzden buralardaki disil enerji portallarini kapatmaya calisiyorlar. Savasin, terorun, radikal islamin koruklenmesinin sebebi budur.

Dunya Bir Laboratuvar Gibi Kullaniliyor

Dunya, baska irklarca da bir laboratuvar gibi kullaniliyor ve gozlem altindadir. Daha once defalarca gelismis irklar tarafindan kolonilestirildi. Farkli gezegenlerden tohumlar ekildi. Bu tohumlar bazen yagmurla bazen de goktaslariyla indirildi. Hepsi planli ve programliydi. Dunya uzerinde gordugumuz bir cok bitki ve hayvan turunun orijini baska gezegenlerdir. Or: Yunuslar, balinalar Sirus gezegenindendir.

Yuzlesmemiz gereken diger bir gercek ise sudur:
Bazi dunya ici yada dunya disi irklar; insanlardan enerji uretmektedir. Bazilari da bizleri laboratuvarlarinda denek olarak kullanmaktadir. Tipki bizim hayvanlara yaptigimiz deneyler gibi. Hatta dunya uzerinde yasayan surungen tur; cocuklari hem yiyecek hem de sapikca ritueller icin kacirmaktadir...Bunun yaninda genlerimizle oynayan irklar da var. Insan dna'siyla farkli dna'lari sentezleyip ya dunyaya indiriyorlar, yada baska gezegenleri kolonilestirmede kullaniyorlar. Bircok devlet bunu bilmesine ragmen sessiz kalmakta ve hatta bazi ulkeler onlarla isbirligi yapmaktadirlar.

Ben negatif kan grubundaki insanlarin bir dis mudahele ile genlerinin degistirildigine, guclendirildigine inaniyorum. Cunku tasidiklari ozellikler benzer ve normal insanlardan daha ust seviyede.

Ozgur Degiliz

Bize ogretilen tarih, din ve cografi bilgilerin cogu yalandir. Bu yalanlar, bilincli olarak uygulanan bir uyutulma programinin parcasidir. Dogar dogmaz bize yapilan asilarla hem cipleniyoruz hem de hastalik yaratacak virusler kapiyoruz. Kontrol altinda tutuluyoruz ve ilaclarla bagisiklik sistemimiz cokertiliyor. Bizden alinan vergiler, asla bize geri donmuyor. Sistem bizi somuruyor. Birilerinin rahat yasamasi icin gerekli olan parayi farkinda olmadan onlar icin uretiyoruz. Koleyiz...Ozgur degiliz. Bize ozgurluk diye ogretilenlerin hepsi yalan. Hic ozgur olmadik. Programlanmis robotlariz. Ilizyondan cikana kadar, uyanana kadar da kole olarak yasamaya devam edecegiz...Bu yuzden uyanmamiz lazim.


Gelen sorular uzerine; Bir Kere Daha Sag ve Sol Beyin Farki

Sol beynimiz materyalisttir. Mantigini cok kullanir. Analizci, hesapci, sayisalci, somut gerceklere dayalidir. Kelimlelerle dusunur ve zihnin dilini iyi kullanir. Suphecidir, herseyin somut kanitini ister. Asla yuregiyle karar vermez. Sol beyinde eril enerji hakimdir. Egitim sistemleri genelde sol beyin endekslidir.
Sag beynimiz ise; yaraticidir, hayalperesttir, sezgilerle, duygularla hareket eder. Sanati sever. Muzigi, dansi, resmi sever. Butunsel dusunur. Kalple birlikte hareket eder. Ondan gelen mesajlara oncelik verir. Kalbin diliyle konusur. Sag beyinde daha cok disil enerji hakimdir. Yeni girdigimiz bu cagda artik sag beynimiz daha cok aktif oluyor. Bu yuzden basimizin sag tarafinda agrilar mumkun oluyor. (Islamda pozitifin hep sag tarafdan geldigine dikkat cekilmesini ilginc bulmusumdur.)


Osho'dan alinti yapmadan gecemiyecegim;
"Kalp her zaman risk almaya hazirdir, kalp kumarbazdir. Kafa ise isadamidir. kafa herzaman hesaplar...cok kurnazdir. Kafa gecmisi dusunur, kalp ise gelecektir. Kalp herzaman umuttur. Kalp herzaman gelecekte bir yerdedir. Kalp uzerinden yasamak, anlami kesfetmektir. Cesareti kesfetmektir."

Akasik Kayit Okuma

Dunya'nin tipki bizim gibi bilinci ve hafizasi var. Dunya baslangictan beri uzerinde yasanmis tum olaylari belli bir boyutta ve frekansta hafizasina kayit ediyor. Buna 'Akasa' deniliyor. Bu akasanin bulundugu frekansa baglanan canlilar burdaki bilgiye sahip olurlar. Akasik kayitlar telepatik sekilde kisilere veri olarak gelebilir. Ruya yada vizyon olarak gelebilir.Yada canli baglanilarak goruntu seklinde izlenebilir, okuma yapilabilir. Kehantler boyle doguyor. Kahinler, falcilar bu sekilde bilgi aliyorlar. Edgar Casey en buyuk 'Akasik kayit' okuyucularindandi. Iste bu izleme ve okumalar ucuncu goz kanaliyla acilan dijital ekrandan yapilmaktadir. Bu ekran sinema, tv yada bilgisayar ekranina benziyor. Internette yaptigimiz sorgulamanin aynisini ucuncu goz ekranimiz acikken de yapabiliriz. Tek farki; tuslarla yazmak yerine dusuncelerle sorgulama yapiyoruz. Bu olay hepimizde mevcut bir yetenekdir. Bu yetenegimizi kullanmamiz icin oncelikle ucuncu gozumuzun acik olmasi ve gunluk olarak bedenimizde yeterli derecede pozitif enerji depolamis olmamiz lazim. Cunku yeterince sarj olamazsak baglantimiz ya zayif olur yada hic olmaz. Ben hem yazili okuma hemde gorsel izleme yapabiliyorum. Baglanti surelerim bazen uzun bazen de kisa suruyor. Edgar Casey bu baglantiyi ve okumalarini saatlerce yapabiliyordu.


Dunyaya Gelis Amaci

Dunyaya ne zaman inecegimize, hangi misyonla gelecegimize, hangi temel dersleri alacagimiza, ruhsal bilincimizle biz karar veriyoruz. Bu secimi ruhsal evrimimiz icin yapiyoruz. Ancak dogduktan sonra bunu unutuyoruz cunku hatirlasaydik, olacaklari bilseydik, yasamin bir anlami olmazdi. Dogum zamanimizi ve mekanini biliyorsak; astroloji bilimi kullanilarak, ruhsal özümuz ve bireysel misyonumuz konusunda ip uclarina ulasilabilir.

Yeni Enerjilere Yeni Teknikler
Simdiye kadar ruhsal gelismemizi cesitli yontemlerle yapiyorduk. Dualar, mantralar, zikirler, ritueller vb... Artik daha yuksek titresimde enerjiyle tanistik ve eskiden kullandigimiz bu yontemlerin enerjisi yeni enerjiye gore daha dusuk frekansta kaliyor. Bu durumda yeni enerjilere uygun teknikleri denemek gerekir. Bunlar; resim yapmak, dans etmek, muzik yapmak ve dinlemek, davul sesi, su sesi, ruzgarin sesi, yanan atesin sesi, kus sesleri ve yagmur sesi dinlemek gibi tekniklerdir. Eski enerjiye ait yontemlerle calismak bize; simdikinden daha dusuk bir titresimi getirir. Oysa artik, o frekanstan ciktik. Dunya'nin rezonansi degisti. Artik yeni enerjiye demirlenmemiz lazim. Yaraticiligimizi on plana cikararak; sarki soylemeli ve kendi muzigimizi yapmaliyiz. Resim yapmali, bolca gulmeli ve dans etmeliyiz. Cunku biz daha iyisini hakediyoruz.




Sevgiler!

Aasmaestefan@gmail.com