7 Şubat 2023 Salı

Bilimden Uzaklaşan Milletlerin Sonu Karanlıktır

 




Bilimden Uzaklaşan Milletlerin Sonu Karanlıktır:

Yaşadığı herşeyin sebebini Allah’a veya kadere bağlayan insanlar; İsra:13 derki; ‘’Biz her insanın kaderini, kendi çabasına bağlı kıldık.’’ Yani sizin hayatınız bir boş tarla gibidir. Oraya neyi ekerseniz, hasat zamanı da onu biçersiniz. Gül ekerseniz; gül toplarsınız, dikenli çalı ekerseniz; onu toplarsınız diyor. Birbirine düşman, farklılıkları hep kaşıyan, ayrımcılık yapan, öfke, nefret, intikam duygularını besleyen, bilimden uzaklaşıp, gericiliği ön planda tutan bir toplumun ektiği negatif tohumlar elbetteki negatif olarak biçilecektir. Dışımızda olanlar, içimizde olanların projeksiyonudur. 

Topraklarımızın çoğu, deprem hatları üzerindedir. Bunu bilelim ve en az bir deprem bilimcisi kadar kendimizi bilgilendirip, hazırlayalım. Çocuklarımıza da bunu iyi öğretelim. Yaptığımız olumlu-olumsuz tüm seçimler, bizim kaderimizi belirliyor. Yaşadıklarımızın sebebini ve suçunu yaratıcıya atmayalım. ‘’Bu sizin fıtratınızda var, kaderinizde var, ne yapalım…’’ diyenlere de kulak asmayalım artık. Çünkü kandırılıyoruz. 9 şiddetindeki bir deprem Japonya’da can almıyorsa ve 7 şiddetindeki bir deprem ülkemizde on binlerce can alıyorsa, oturup düşünmek lazım nerde yanlış yapıyoruz diye. Bunu, bilimden uzaklaşmaya değil de kadere bağlıyanlara soralım..Bu durumda yaradan Türkiyede yaşayan insanları felaketlerle neden cezalandırıyor? 

Artık aklımızı başımıza alıp düşünme zamanı. Neyi yanlış yapıyoruz? Yaptığımız hangi seçimlerin sonuçlarını yaşıyoruz? Neden bunlar hep bizim başımıza geliyor? Hangi derslerimizi almıyoruz ki milletçe bu trajedik olayları tekrar tekrar yaşıyoruz? İş başa düştü. Biz değişmeden sistem değişmeyecek. Ayrıştırıcı değil, birleştirici politikalara yönelelim artık. Ülke olarak bizi ancak birlik beraberlik kurtaracaktır. Din satanlara değil, bilimi destekleyenlere güç verelim artık. 

Atatürkümüz’ün de dediği gibi. ‘’En hakiki mürşit ilimdir’’. 20 yıllık kova burcu dönemi, bize bunu acı bir şekilde öğretecektir. 

Bireysel yada milletçe olsun, yaşadıklarımızın tek sorumlusu biziz. Allah akıl vermiş bize, sorgulayalım kullanalım diye. Onu kullanmazsak,birileri bizi istediği gibi güder. Ev alırken arazi alırken deprem koşullarına göre sorgulamasını iyi yapalım. Zemin kontrolünü, binalardaki malzeme kontrolünü kendi imkanlarımızla yaptırıp emin olmalım. Mütahitlerin sözlü-yazılı güvenceleri bizim için yeterli olmamalı. Sistemin rüşvet çarkı üzerine döndüğü bir ülkede para verip her türlü sağlamlık belgesini alabiliyorlar. Kendimizi düşünmüyorsak bile çocuklarımız için yapmalıyız bunu. Dinle değil, bilimle ilerleyebiliriz ancak. Tüm felaketleri kadere bağlayan yöneticileri değiştirmedikçe ülke olarak kaderimiz de değişmeyecektir. Çünkü seçimlerimiz, yaşayacağımız olayları (kaderimizi) belirliyor.

İnsanoğlu doğanın bir parçasıdır. Doğayı kendimize göre ayarlamaktan vaz geçmeliyiz. Kendimizi doğaya göre ayarlamalıyız. Onun koşullarına göre, ona zarar vermeden, kendimize yaşam alanları yapmalıyız. Yoksa yine, ektiğimizi biçeriz. 


Atatürk’ün sözleriyle yazımı bitiriyorum.

‘’Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müsbet ilimdir. Bunun içindir ki milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu, her zaman ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besliyerek geliştirmek milli ülkümüzdür.’’

   

Sevgiler!

Aasma Estefan