27 Ocak 2015 Salı

David Icke'ye Gore Dunya'yi Reptilianlar Irkindan Gelen Insanlar Yonetiyor

 
David Icke, 1990'dan beri, "dünyayı gerçekte kim ve ne kontrol ediyor konusunun ful – time araştırmacısı" oldu.

Icke, dünyayı uzaylıların yönettiğini söylüyor. Bu uzaylı sürüngen-insan melezlerinin de köklerinin Orta Doğu'da, yani Türkiye, İran ve Irak'ın bir bileşimi olan bölgedeki dağlarda yerin altında olduğunu ve oradan çoğalıp dünyayı kontrol altına aldıklarını anlatıyor. Tarihin çeşitli dönemlerinde aynı bölgeden tekrar tekrar çoğalıp yayıldıklarını söylüyor. Başka bir yazısında da bunların yerin altındaki mağaralarda yaşadıklarını söylüyor. Ayrica ona gore; aramizda yarı uzaylı yarı insan olan varliklar yasiyor. Rutin bazı görevleri vardır, yaparlar ve giderler. Sinemada, tiyatroda yanımiza otururlar, algılayamayiz.

Reptilian grubu; bir çok ünlü/seçkin insanı ve pratik olarak her dünya liderini kapsıyor. Örneğin, İngiltere'nin Ana Kraliçesi, George W. Bush, Hillary Clinton, Harold Winson, Tony Blair. Bu insanların ya kendileri Reptilian ya da onlar için çalışıyorlar. Rothschilds, Rockefellers, İngiliz Kraliyet ailesi ve ABD'nin ve dünyanın geri kalanının idareci politik ve ekonomik aileleri bu ayni soydan geliyor. Genetik yapılarının kazandirdigi yetenekleri taşımak için – Reptilian – memeli DNA kombinasyonu kullaniliyor. Bu onların ayni zamanda şekil değiştirmesini sağlıyor...

Icke, Yahudi olarak bilinen Rothschild ailesinin Adolf Hitler'i finanse ettiğini ve Nazilerin Musevi katliamını desteklediğini iddia etti. Icke, Rothschild'ların Yahudi değil, reptil (sürüngen) olduğunu soyluyor. Sürüngen insanımsılar; doğaüstü güçlere sahip ve zekaca çok gelişmiş sürüngen-insan karışımı varlıklardır. Mitolojide, bilim kurguda ve okült çevrelerde de bu kavramlar yer almistir. Bazı teorilere gore bu surungen irklar Alpha Draconia adı verilen bir yıldız sisteminden gelmişlerdir.

Icke, Galler Prensesi Diana'nın öldürülmesinin nedeninin, Diana'nın, Charles ve Camilla'nın satanik bir ritüel ile kurban edilen bir çocuğa sahip olduklarını keşfetmesi olduğunu söylüyor.
Ayrıca, 'Christine Fitzgerald' Diana'nın, İngiliz Kraliyet ailesinin sürüngenler ile bağlantıda olduğunu ve Diana'nın onların şekil değiştirdiklerini gördüğünü yazdı. Reptilian olan George W. Bush'un, 11 Eylül olayında anahtar bir rol oynadığını yazan Icke, ırksal ve etnik bölünmelerin sürüngenler tarafından geliştirilen bir illüzyon olduğuna ve ırkçılığın İlluminati'nin gündemini ateşlediğine inanıyor.

David Icke : "Repitlian Insanlar ve Illuminati:"

llumunati diye bilinen orgut, gizli dünya hükümetidir. Babil Kardeşliği olarak da bilinen bu grubu, Reptilian insansılar olusturuyor.
Dünyayı kontrol etmeye çalışan ve kendi global faşist devletini sunmayı bekleyen güç, yani benim “İllumunati” adını verdiğim şebeke, eğer önceden tahmin edilemezse koskoca bir hiçtir.
New York ve Washington şehirlerinde yaratılmış olan inanılmaz korku, tüm insanlığın genel zihninde, bir “Problem – Reaksiyon – Çözüm” zinciridir ve bu büyüklükte bir olayın gerçekleşmesini -geçmiş yazılarımda da okuduğunuz gibi- birkaç yıldır bekliyordum. Bir savaş veya nükleer bir terörist aracı olabileceğini düşünmüştüm, ama görevine başlama gününde de yazdığım gibi, global planın hız kazanarak öne sürüleceği Bush başkanlığı döneminde muazzam bir şeyler olacaktı.
Dünyanın global merkezi faşizme hızla itilmekte olduğu süre de bile, olaylar İlluminati planının öngördüğü zaman takvimine uyacak hızda gelişmiyordu. Ve globalleşme planlarına ve özgürlüğe yaptıkları tecavüzlere karşı çıkan kesim, gün boyu artmakta. Planın birdenbire, muazzam bir sıçrayışla, gelişmesini ve sunulmasını sağlayacak “çözümler”in sunulması için, insanlığın toplu olarak zihinlerini korku, panik ve güvensizlik duygularıyla sarsacak ve dağıtacak, devasa büyüklükte etkisi olan bir şeylerin yaratılmakta ve yapılanmakta olduğu açıktı. Bu, ayinsel olarak oldukça önemli 9. ayın 11. gününde Amerika'da gördüklerimizdir – 911 Birleşik Devletler'deki acil durumlar için kullanılan numaradır. Ayinsel ve gizli kodlar, Illuminati'nin yüklendiği her şeyin altında var.

Ve, bu zihni felç eden gaddarlıklar, Illuminati planının, insanoğlunun zihinsel, duygusal, ruhsal ve fiziksel kölelikleri için başlattığı dönemin sonu değil, tam tersine başlangıcıdır. Terörizm tehdidini (“kendi” terörizmleri!!), “özgür ve demokratik” dünyanın, (etki olarak) bir dünya ordusu ve dünya hükümeti oluşturması ile suçlu gördükleri güçlerin - ki gerçek suçlu güçler bu “özgür” dünyanın güçlerinden başkası değil - bulunduğu ülkelere ve ülkelerin insanlarına savaş açma hakkı olarak kullanarak, daha fazla ölüm ve yıkım yaratılacaktır. Müslüman insanlar ile olası bir savaş da son olmayacak ve esas son için bir araç olacak – yine ayni güçlerin yönettiği, geriye kalan komünizm güçleri ile bir çatışma. Unutmayın ki, Illuminati her ülke, her “terörist” grup ve bu terörizme “karşı” olan her kuruluş içerisinde işlev görmektedir. Yalnızca, her “taraf” içerisinde temsilciye sahip olarak, Illuminati oyunu kontrol edebilir ve oyunun sonucunu başlamasından evvel bilebilir. Illuminati'nin İslam dünyasında yöneticileri var, tıpkı sözde “özgür dünya”da (yakında göreceğimiz gibi) olduğu gibi. Örneğin; Saddam Hüseyin, bilinçli bir Illuminati piyonunun - baba George ve oğul George Bush gibi - her özelliğine sahiptir. (bak...kitap: and the truth shall set you free)

Bu ayinci, duygusuz, sürüngen zihnin tahmin edilebilirliği, ABD felaketini takip eden haberler dünyasında çok rahat görülebilir. Bu tür durumlarda her zaman ne olduğuna bir göz atın ve göreceksiniz ki, plan hemen hemen her olayda hep aynidir. Olay gerçekleşmeden önce, başkasının cezasını çekecek, kurban edilecek avanak daima suçu üstlenmeye hazırlandırılmıştır. Böylece halkın düşünceleri ve zihni tehlikeli spekülasyonlar yaratmaktan uzaklaştırılmış ve önceden belirlenmiş bir hedefe yönlendirilmiş olur. Kennedy suikastinden sonra, bu hedef Lee Harvey Oswald idi; Oklahoma olayından sonra Timothy McVeigh; ve şimdi de karşımızda Osama Bin Laden.
Bin Laden, çok fazla yanlış bir yola sevk edilmiş olabileceği gibi, bu hafta olanlardan benim sorumlu olduğum kadar sorumludur. Başkan Kennedy ölmeden de once, nasıl Lee Harvey Oswald'ın geçmiş bilgileri açığa çıkarılmışsa, şimdi de felaketin gerçekleşmesinden hemen sonra en kesin bir düzen ve ahenk ile Bin Laden ismi tanıtılmış durumda.

Elle tutulur bir şey değil de daha çok ağızla, bu adamın Afganistan dağlarından, muazzam büyüklükteki bu operasyonu gerçekleştirmiş “Dev Adam” olduğu fikri, normal zeka seviyesine sahip herkesle dalga geçmekten başka bir şey değil ve saçmalıktan ibarettir. (bak...Bin Laden ile görüşmüş gazeteci Robert Fisk'in makalesi) Burada, bir bomba paketinden veya zihni kontrol edilmiş herhangi bir fanatiğin bombalı arabasını Kudüs'teki bir restaurant içerisine sürmesinden bahsetmiyoruz. Dört ticari dev uçak ayni anda Amerikan hava boşluğunda Amerikan havaalanları üzerinden kaçırılmalı ve de yüksek derecede spesifik hedeflere 45 dakika içerisinde uçurulmalıdır. Bu nasıl olabilmişti? Çünkü içeriden yapılan bir işti, nedeni bu.. Amerika Birleşik Devletleri'nin içerisinden yönetilip yönlendirilmiş ve dünya boyunca bulunan Illuminati örümcek ağının diğer bölümleri ile birlikte A.B.D. “İstihbaratı”nın yüksek mertebeleri tarafından planlanmış bir işti.

Şimdi, emrine amade zihni kontrol edilmiş servete sahip bir ordu ile, zihnin programlanması ve onu aktif hale getirecek tetiğin çekilmesi ile, Illuminati bu insanlara herhangi bir şeyi yaptırabilir. Bu uçakları kaçırıp onları binalara doğru uçurmadan sorumlu olan kişiler, bilinçli zihinlerinde, inanmaya programlanmış oldukları “neden”e inanmışlardı. Ama gerçekte, onlar bu uçakları kaçırıp uçurmuyorlardı, onların programları bunu yapıyordu. Zihin kontrolü, şimdi o kadar ileri ki, böyle bir programlama neredeyse çocuk oyuncağıdır.

Tanrı aşkına, bu terör A.B.D. İstihbaratı'nın bir başarısızlığı değildi. Planı ortaya çıkarmakla yükümlü değildiler ve uçaklara silahlar sokmak, eğer sistemi kontrol edenlerden destek alıyorsan, düşünüldüğünden çok daha kolaydır. Duydum ki, bu bir başka “Pearl Harbor” olayı imiş, evet öyledir. ..And The Truth Shall Set You Free kitabında, diğer kitaplarda ve çalışmalarda okuyabilirsiniz ki Amerikan hükümeti Japonlar'ın Pearl Harbor'a saldıracağını önceden bilmekteydi, ve buna rağmen hiçbir önlem almadılar, hiçbir şey yapmadılar. Niçin? Çünkü bunun olmasını spesifik bir neden için istiyorlardı – Başkan Roosevelt'in (Bush'lara kan bağından akraba olan) daha önce, -yalnızca seçilmek uğruna-, “Amerika bir savaşa karışmayacak” demesinin tam tersine, Amerika'nın 2. Dünya Savaşı'na girişini garanti altına almak için Pearl Harbor olayına gereksinim duyuyorlardı. Problem – reaksiyon – çözüm. – ve bu haftanın korkunç olaylarında da gerçekleşen aynen bu.

Saldırıların kötü sonuçlarından hemen sonra, “Suçu bin Laden'e atın” kampanyası, daha önceden hazırlanmış bir plan gibi, sunuldu. Cumhuriyetçi Senatör ve Illuminati yardakçısı, Orrin Hatch, örneğin, CNN'e, FBI'dan yüksek rütbeli bir bilgi aldığını ve bin Laden'in benzeri görülmemiş saldırıların arkasında olduğunu söyledi. FBI'da yapmış olduğu kısa toplantıya dayanaraktan, Hatch “Biraz bilgim var” dedi. “FBI'dakiler, bu olanların arkasında Osama bin Laden'in bulunabileceği ve bu dehşetlerin onun imzası olabileceği sonucuna vardılar”. Tamam, daha fazla devam etmene gerek yok Orrin, mesajı aldık ve sen de görevini yaptın.

Daha sonra, çok uygun bir şekilde, iki uçağın kaçırıldığı Boston havaalanı'nda bulunan şu kiralık arabanın hikayesi elimize ulaştı ki bu araba... evet... hazır olun... Kuran'ın bir kopyasını ve ticari uçakları nasıl uçuracağımızı gösteren bir kılavuz video kasetini içermekteydi!!! Periler ülkesinde miyim, harikalar diyarında mı ? Arabada, Bin Laden'den teröristlere görevlerinde şans ve başarı dileyen bir mektup bulduklarını iddia etmediklerine çok şaşırdım. Belki de bunu yarın “bulmayı” planlıyorlardır, ha? İnanılmaz bir saçmalık, tabii ki öyle, ama birçoğu buna inanacak. Ve, önümüzdeki günlerde ve haftalarda, “bin Laden bağlantısı”nın, daha birçok imal edilmiş “kanıt”larının, sistematik olarak ortaya çıkarıldığını göreceğiz.

Ve işte soru: Kim faydalanıyor ? Illuminati bir dünya hükümeti ve ordusu, bir dünya para birimi ve sistemi ile merkezi global finans diktatörlüğü ve kontrolü istiyor. Mikroçiplenmiş insanlar ve sürekli, her an her türden gözaltında bulunacak bir topluluk ve medeniyet istiyor. Ve kendilerini, korkmaya inandırılıp programlanmış oldukları şeylerden kurtarabilecek yetkililere gücünü ve sorumluluğunu veren korku dolu, yumuşak başlı, boyun eğen, köle gibi itaat ve hizmet eden bir insanlık istiyor.
Yeterince komik ve ilginç olaraktan, “Amerika'da gerçekleşmiş bu korkunç olaylardan kim faydalanıyor?” sorusunun yanıtı çok basit: Yukarıda sayılan isteklerini sunmak isteyen herhangi biri.

 9-11 felaketi şu anlama gelir:
* Illuminati, şimdi, kendi propaganda makinesinin halkı suçlu olarak görmeye inandıracağı herhangi birine misilleme yapma ve ondan intikam alma mazeretini elinde bulunduruyor. Müslüman hedeflere karşılık yapılacak saldırılar,dünya üzerinde, özellikle de Orta ve Yakın Doğu'da muazzam tesirli anlaşmazlıklar, çarpışmalar, zıtlıklar ve karışıklıklar çıkarabilecek potansiyele sahiptir ve Illuminati'nin çekebileceği olası bir tetiktir. Bu olasılığın sonrasında, çarpışmaları ve anlaşmazlıkları artırıp genişleterek, Rusya ve Çin'in de karışmasını sağlayabilecek fırsatlar sayısız olabilecek derecede fazladır. Bir Üçüncü Dünya Savaşı, Illuminati planının bir parçasıdır ve şimdi yaşadığımız olaylar, domino taşları düştükçe, bunu gerçekleştirmeye yetecek yolu açabilir.

* Blair ve diğer “dünya liderleri”nden gelen “Amerika ile birleşmiş özgür dünya” deyimi, “terörizme karşı savaş”ı savaşmak için bir dünya ordusu ve polis gücü kurmak için bir araya gelmenin kodudur. Şimdiden, Bilderberg kontrolü altındaki NATO (beklemede olan dünya ordusu) bu tür bir destek için söz vermiş durumda ve toplu bilincin o kadar anlaşılabilecek bir şekilde beyni yıkanmış ki şu anda birçok insan, asılsız ve katı olarak kanıtlanmamış hedeflere karşılık yapılacak Amerikan ve NATO terörist saldırılarını, sırf terörizme karşı savaşmak adına, destekleme durumunda ve hevesindedir. Bu siyasetteki hayret verici çelişki, A.B.D. şehirlerindeki zulümleri takip eden, böğürmekte ve şiddetini artırmakta olan beyin yıkama sayesinde, kör olmuş çoğunluğun bakış açılarından kaybolacaktır.

* Böylesine dikkatlice hesaplanmış bir “intikam alma ve misilleme” planı sonucunda, anlaşmazlık ve çarpışmalar artarken ve kızışırken, askeri gücün merkezileşmesi için baskı ve Amerikan ile dünya nüfusunun gücünü teslim etmeye hevesliliği ve istekliliği, Illuminati propaganda makinesinin şeytani etkisi altına girmiş her ülkeye istenilen anda saldırı ve işgal yapabilecekbir dünya ordusu yapılanıp oluşana dek hızla artacaktır.

* İnsanlığın bütünsel zihni, özellikle de Amerikalı halkınki, şu anda anlaşılabilir bir şekilde derin bir travma altındadır. Bu insanlar, bütünsel bir travma-temelli zihin kontrolüne tabi tutulmuşlar ve bunun tesiri altına girmişlerdir ki herhangi bir zihin kontrol edicinin veya araştırmacısının size söyleyebileceği gibi, travma geçirmiş bir zihin, öneriye açık bir zihinle eş anlamdadır. Bu nedenle, travma sonrası atılacak olan adım, olayları istenilen modelde görüp algılamak için halkın beynini yıkayacak programlamadır.

* “Yeni Dünya Düzeni”nin, yani merkezi kontrole sahip faşist global devletin, karılaştığı ve karşılaşmakta olduğu en büyük engellerden biri de, birçok Amerikan insanın sahip olduğu ruhtur. Self-determinasyon (kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi hakkı) haklarının global askeri, politik ve ekonomik kontrole verildiği gerçeğiyle yüzleştikleri anda, birçoğu buna hiddetle karşı çıkacaktı. Ülkelerinin ve sistemlerinin getirdiği bütünsel emniyet, güven ve gurur anlayışı, muazzam büyük askeri ve ekonomik güçlerinin oluşturduğu temeller üzerine kurulmuştu. Bu, aslında, John Wayne mentalitesinin bütünsel bir versiyonu – “bize bulaşmayın, bizimle uğraşmayın – burası Amerika”.. Bu mentaliteden doğan şey, bir millet ve ülke olarak kendilerine duydukları bütünsel güvendir. Ve şimdi, hep beraber gördüğümüz gibi, kendi güven anlayışları, bu güçlü kimlikleri ve tek başına ayakta durabilecek kuvvete sahip oldukları inançları, yıkılıp yok olma tehlikesi altına girmiş bulunmaktadır.

* İlginç olan da, kaçırılan uçakların hedeflerinin, Amerika'nın güçlü kimliği ve güvenliğinin en büyük simgeleri olmasının –yani Pentagon; askeri kudretlerinin simgesi, ve Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kuleleri; ekonomik kudretlerinin simgesi – hiç bir şekilde tesadüf olmamasıdır. Bu, esas olarak Amerika'ya yapılmış bir saldırı değildir, Amerika'nın imajına ve hayaline yapılmış bir saldırının ta kendisidir. Ruhlarını ve inançlarını kır, “Amerikalı” olma ayrıcalıklı anlayışlarını kır,; Amerika'nın kendine olan güvenini kır; onları muazzam bir korku ve esaslı bir güvensizliğin içine bırak; ve Amerika'nın Illuminati global ve merkezi diktatörlüğü altına girmesine izin vermeyecek en büyük ve belirgin engeli aşmışsın demektir. Şimdi, bu bahsettiğimiz Amerikan ruhu, güçlü kimliğinin ve güvenliğinin sarsılması ile daha da fazla zedelenmiştir – tıpkı geçmişte Oklahoma olayında ve okullardaki silahlı saldırılarda olduğu gibi -. Ama, buna ek olarak da, her şey çarpıcı olarak artacaktır. Bu noktada, Amerikalıların bu oyunların bir kuklası olmayı reddetmeleri ve terörizmi kınayan yetkililerin ayni terörizmden sorumlu olduklarını fark etmeleri yaşamsaldır.

* Amerika'yı 1996'da ilk kez ziyaret ettiğimde, “Özgürlük Ülkesi”nin gerçekte nasıl kontrol altında bir topluluk olduğunu gördüğümde (hâlâ daha Kanada kadar kötü değil) sersemlemiştim. Şimdi, bu trajedinin arkasından, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkeler, işgal ve saldırı tesiri altında gözaltında tutulabilecek kaleler olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, Amerikan insanının ağzından “Biri Bizi Gözetliyor” toplumunun hızlı genişlemesine karşılık tek bir aksi söz çıkmayacağı kesinlik kazanmıştır. Problem – Reaksiyon – Çözüm... “Teröristleri durdurmak” için insanların mikroçiplenmesi kampanyasının sunulmasını ilerleyen zamanda dikkatle izleyin lütfen.

* Bir ekonomik felaket, Illuminati'yi ve planını açığa çıkarıp üzerinde araştırma yapanlar tarafından, çok önceden tahmin edilmişti. Tek para birimine ve global ekonominin merkezi kontrolüne karşı çıkanlar engelini aşmak için, Illuminati'nin ihtiyacı olan şey şu anki sistemi yok edecek büyük bir küresel ekonomik çöküntü yaratmak ve çöküntünün üstesinden gelmek için tek yolun merkezi global kontrolden geçtiği düzmecesini insanlara kabul ettirmektir. Problem – Reaksiyon – Çözüm... Bu, saldırıların neden Amerika'nın ekonomik sisteminin kalbinde patlak verdiğinin bir başka sebebi ve göstergesidir – ve bu, ayni zamanda, niçin katliamdan günler önce global ekonomik durgunluğun dünya medyasında sıvalandığını açıklamaktadır. Şimdi, böyle bir çöküntüyü dilediklerince yaratmak için ellerinde bomboş bir kağıda sahiptirler ve yakında global ekonomik kuruluşların “ekonomik krize bir yanıt bulmak ve çare düzenlemek” için biraraya geldiklerini göreceğiz. Aslında, ülkelerin G7 toplantıları bu işlemi çoktan başlatmıştır.

Bu, yukarıda sayılanlar, New York ve Washington şehirlerindeki ölüm ve yıkımın, Illuminati planına sağladığı avantajlardan sadece bir kaçıdır – ki üstüne basa basa vurguluyorum, bu Amerikan felaketi, A.B.D. sınırları içerisindeki güçler tarafından bizzat düzenlenmiştir. Bu felaketlerden sorumlular ve onların kişilikleri, insan olmayan varlıklar tarafından sahiplenilmiştir ve birçok insanın bir ineğin ölümüne ve kesilip acı çekmesine duyduğu saygı ve acıma duygusu, bu sorumluların insan hayatına duyduğu saygı ve acıma duygusu ile eşdeğerdedir. Sürüngen zihni, gelişmemiş bir duygusal seviyeye sahiptir ve bundan dolayı da ne kadar korku ve ahlâksızlık içine batarsa batsın, bu durumun sürüngen zihninde hiç bir duygusal karşılığı yoktur. Bunun örneklerini görebilmek için, yalnızca, bu kadar muazzam acılarla dolu görüntüler sonrasında, duygusuz, belli başlı hareketlere dayalı, önceden yazılmış konuşmaları yapan George W. Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair'i izlemek yeterlidir. Ayni klasmana, Prenses Diana'nın cinayetinden sonra ekranlara yansıyan İngiltere Kraliçesi de girmektedir. Reagan, en azından profesyonel bir aktördü. Bush ve Blair bir okul müsamelesinde bile yer alamaz.
Acaba George W. Bush bu yok edici katliamların o gün gerçekleşeceğini biliyor muydu? Ne sanıyorsunuz ?? Peki ya Tony Blair? Ne sanıyorsunuz ?? Fakat, buna rağmen, onlar da, çok daha kuvvetli güçler tarafından kontrol edilmekte olan bu oyundaki piyonlardır ve de amaçlarına ulaştıktan ve rollerini oynadıktan sonra, onlar da katliamlara maruz kalanlar kadar kolay harcanabilecek şahıslardır. Kendi görüşümce; ben, “global terörizm” senaryosunu sağlamlaştırmak maksadı ile Bush'un veya Blair'e çok yakın birinin kurban edilmesine, bir saniyeliğine bile şaşırmam. Ve, muhakkak ki, eğer Bush giderse, yeni başkan seri katil Dick Cheney olacaktır. (bknz.."The Biggest Secret"). Bulunduğumuz noktada, kazıklar çok derine saplanacaktır, çünkü global faşizme geçiş için son darbe, son itiş başlamıştır.

Dünya artık eskisi gibi olmayacak, bu doğru, fakat her tehlike içerisinde bir fırsat vardır. Ve savaşı değil barışı, ‘birkaçın diktatörlüğünü' değil ‘herkes için özgürlüğü' arayan bizler, bu büyük çoğunluk... şimdi yapmamız gereken şey aynanın karşısına geçip kendimize bakmak ve bu delilerin tımarhanelerini yaratmalarını nasıl durduracağımızı kendimize sormak.
Şikayet etmek artık yeterli değil. Kaçmak da artık bir seçenek değil, çünkü yakında kaçabilecek hiç bir yer kalmayacak. Zaman, bazı kıçları bazı sandalyelerden kaldırma ve oturup onları boklarını yemeyi durdurma zamanıdır. Medyadaki telefon katılımlarını bombardımana tutup başka bir gerçeklik versiyonu sunma şansını elde edebilir ve ne zaman sizi hattan koparırlarsa, tekrar tekrar bağlanabilirsiniz; herkese, gerçekte ne olduğunu görebilmelerini sağlayan yeni bir bakış açısına hangi kaynaklardan ulaşabileceklerini söyleyebilirsiniz; bu veya diğer konulardaki makaleleri bildiğiniz herkese e-mail, fax, posta aracılığı ile yollayabilirsiniz; özgürlükler tehdit edildiği anda faşist devlete karşı BARIŞCIL protestolar organize edebilirsiniz; insanları belirli toplantılarla biraraya getirebilir ve medyanın size sunmayacağı bilgiyi tartışma ve özümseme imkanı yaratabilirsiniz;

KORKULARINIZI KAYBEDİN VE BU KÜSTAH DİKTATÖRLÜĞÜN YÜZÜNE KARŞI TAHAMMÜLSÜZ OLUN. UNUTMAYIN; BU DİKTATÖRLÜK YALNIZCA ONDAN KORKTUĞUMUZDA VE ONUN TARAFINDAN YILDIRILDIĞIMIZDA KURTULUP YAŞAYABİLİR."

Eğer yalnızca, ilk olarak, hayatımızı bu yönde adamaya, mükemmel bir kararlılıkla, karar verirsek ve hiç bir yıldırma ve göz korkutma seviyesi ve sonuçlarından etkilenmeyip o muazzam kararlılığımızı kırmazsak, yapılabilecek çok ama çok şey vardır.

Not: Tıbbi olarak, Dimethyltryptamine adlı uyuşturucu ilacı alanların halüsinasyon esnasında sürüngen-insan karışımı yaratıklar gördükleri rapor edilmiştir.

Alinti

13 Ocak 2015 Salı

Dr.Carol Rosin'e Gore HAARP Teknolojisiyle Dunya Bir Grup insanin Kontrolune Girecek


Dr. Carol Rosin, 1974-1977 arasi Fairchild Industries'de ogretmenlik yaparken, Ikinci Dunya Savasi sirasinda Almanya'dan Amerika'ya kacirilan, Nazi gecmisi silinerek Amerikan vatandasi yapilan ve uzay arastirmalarinin basina getirilen, Nazilerin unlu roket muhendisi Dr.Wernher Von Braun ile tanisiyor. Kanser hastasi olan Dr.Von Braun'la bir sure birlikte calisiyorlar. Olene kadar arkadasliklari devam ediyor ve ondan bir cok sey ogreniyor.

                                                                 Dr. Wernher Von Braun

Von Braun, Dr. Carol'a, Amerika'nin sahte dusmanlar yaratarak halkin bilinciyle oynadigini ve sonra da guya bu sahte dusmanlari yenmek icin uzaya; uzay tabanli silahlanma usleri kuracaklarini anlatiyor.
 Uzayda silahlanmanin durdurulmasi gerektigini soyleyen Von Braun; ilk silahlanmanin baslamasi icin Rusya'yla soguk savas yalani kullanildigini, ikici yalanin terorizmle savas olacagini, ucuncu yalanin; Ucuncu Dunya Savasi olacagini, dorduncu yalanin astreoitler olacagini ve besinci yalanin ise uzaylilarla mucadele etmek olacagini fakat bunlarin hepsinin birer yalan oldugunu soyler. Birgun uzaylilarin varligini aciklayacaklarini, onlarin Dunya'yi istila edecekleri yalaniyla insanlara korku salacaklarini soyler. En buyuk korkusunun ise uzaya yerlestirilen zihin kontrol silahlari oldugunu belirtir ve olecegi gune kadar surekli "unutma Carol", son kartlari 'uzaylilarla mucadele' karti olacak der.


Dr. Carol Rosin'e gore Amerika tum dunyayi kontrol altina almak icin uzayi kullaniyor. Onceden; medyayla, internetle ve filmlerle bazi kotu olaylarin olabilecegini gosterip, bunu insanlarin bilinc altina yerlestiriyor. Sonra HAARP teknolojisiyle bu olaylari gerceklestiriyor. Halk onceden hazirlandigi icin sorgulamadan gercekmis gibi algiliyor.

Ona gore bu olaylara; depremler, tusunamiler, dusen meteorlar, terorizm ve savaslar ornek verilebilir. Dr.Carol, Amerika'nin  HAARP teknolojisiyle Rusya'ya gecen yaz meteor yagmuru yagdirttigini iddia ediyor. Bu sadece bir denemeymis. Ayni ates toplarindan Japonya ve Amerika'nin bazi sehirlerine de atilmis. Nasa gecenlerde dunyamiza yaklasan buyuk ve kucuk astreoitler oldugunu aciklamis. Dr. Carol, bunlarin da HAARP tarafindan olusturulmus sahte meteorlar olabilecegini ve 2015'te Dunya uzerinde onceden belirlenen yerlere dusurulebilecegini iddia ediyor.
Kendisi 1977'de 'silahlanma' konulu bir toplantida Irak'ta cikarilacak bir savasin planlarinin yapildigina bizzat tanik oluyor. Boylece daha fazla silahlanma icin hayali dusmanlarin nasil yaratildigini ogreniyor. Yillar sonra Irak savasinin o toplantida belirlendigi gibi aynen yapildigini goruyor.
 
Dr. Carol Rosin
 
O gunden sonra "Uzayin Silahsizlandirilmasi" icin bir dizi calismalar yapan Dr.Carol Dunya'yi dolasarak, toplantilar yapiyor ve halki bu konuda bilinclendirmeye calisiyor. Onun kendi web sayfasinda tum dunya liderlerine gonderilmek uzere hazirlanmis 'Uzayin Silahsizlandirilmasi Sozlesmesi' bulunmaktadir. Isteyen o sozlesmeyi imzalayip herhangi bir devlet baskanina yada kurumuna gonderebiliyor.

(Gecen yil gordugum bir vizyonda 2018'de Amerika, daha once hic benzerini gormedigim ucan cisimler tarafindan saldiriya ugramis ve yerle bir edilmisti. Belkide uzaydaki gelismis uygarliklar, insanligi yok etmeye calisan bu cesit silahlanmalari durdurmak icin ders amacli bir saldiri yapabilir.)

Bu yaziyi yazmamin sebebi HAARP teknolojisi gercegine dikkati cekmek ve silahsizlanmaya katkisi olabileceklere bu firsati vermektir.

http://www.peaceinspace.com/

https://www.youtube.com/watch?v=gP8ftWzFYI4


Sevgiler!
Aasmaestefan@gmail.com

12 Ocak 2015 Pazartesi

Zihnimizle Nasil Oynadiklarinin Ispati..11 Eylul Bir ilizyon muydu?


2000'li yillarda yapacaklarini 1970'li yillarda bile filmlerle, dizilerle, tv programiyla zihinlere kazimislar. Zihinlerimizle oynayarak bizimle dalga gecer gibi, acik acik planlarini gerceklestiriyorlar ve hayatimizla oynuyorlar.Bu videodakiler sadece buz daginin gorunen kismi. Ya gorunmeyen kisminda ne var? Zihin kontrolunu en cok Hitler kullanmisti. Sonrasinda Amerika ve Rusya'da uygulanmaya baslanmis. Simdilerde bircok devlet yillardir bilinc altina kodlama yaparak zihinleri kontrol etme metodunu kullaniyor. En buyuk araclari da; medya, sinema ve televizyon.

Turkiye'ye zihin kontrolu ilk defa 1980 darbesinden itibaren kullanilmaya baslandi. 2002'den itibaren ise, tam da abd'deki yontemiyle acimazsizca hayata gecirildi. Halk uzerinde; televizyon ve gazeteler araciligi ile sistemli bir sekilde zihin kontrolu uygulanarak, toplum tek tiplestirilmeye calisildi ve bir partinin yararina ulke kutuplastirildi. Oyle bir algi olusturuldu ki; halk gordugune bile inanmamaya basladi. Tepkisizlesip, ahlak degerlerini hice sayan tembel, calismayan ve sadakayla gecinen yeni bir tip insan yaratildi. 'Caliyor ama calisiyor' algisi ahlaki degerlerin nasil coktugunu anlatan guzel bir ornek. Toplumda zihin kontrolu ile hirsizliklarin ve suclarin, hos gorulmesi saglandi. Eger buna son verilmezse, insanlar neyin yanlis neyin dogru olduguna karar veremez duruma gelirler. Normal gunluk islerini bile yardimsiz yapamaz hale gelirler. Zombilesirler...
Bu yuzden de medyanin zihin kontrolune alet edilmesine son verilmesi gerekiyor.Ya da onlara en guzel cevabi biz verebiliriz. Evlerimizden tv'leri sokup atabiliriz. Teknolojiyi hayatimizdan cikarip dogaya acilabiliriz. Yada kontrollu kullanmayi ogrenebiliriz. Aksi halde bize bicilen rolu oynar, onlarin belirledigi hayati yasar ve ot gibi oluruz.




Bu video ingilizce hazirlanmis ama ingilizce bilmeseniz bile goruntulerden, neler anlatilmaya calisildigi belli. Kisacasi 1970 yillardan beri duzenli bir sekilde filmlerle subliminal mesajlar kullanilarak 11 Eylul'un olacagina insanlar inandirilmis. Boylece 11 Eylul oldugunda hazir olan zihinler haliyle, sartlanmis gibi, sorgulamadan inanmislar. Videoya gore aslinda binalara carpan herhangi bir ucak yok. Evet yakinindan ucak gecmis ama binalara carpmadan. Ikinci bir ucak goren hickimse yok. Tam, ucak binanin arka kismina dogru ucarken, binada patlamalar oluyor. ilizyon gibi. Ucak arkadan gecip gidiyor ama binada patlama olunca insanlar ucak carpti saniyor. Onceden bilgisayarda hazirlanmis kurgu ucak carpma videolari hemen tv'lere ve tum dunyaya servis ediliyor. Boylece insanlar gordugu bu videolara inaniyorlar. Isin ilginc yani ise bu isin icinde oldugu varsayilan bir medya grubu sokakta o anda iki kisiyle roportaj yapiyor. Bu kisiler ucak carptigini gordugunu soyleyen tek iki kisidir. Tum dunyaya surekli bu iki kisinin roportaji servis ediliyor. Digerleri gosterilmiyor. ilk izlenim cok onemli oldugundan, hep ayni kisiler konusturuluyor. Bu da o roportajin bir kurgu oldugunu gosteriyor. Cunku farkli kanallara konusan farkli kisiler ucak gorduklerini ama ucak carptigini gormediklerini soylemislerdir. Zaten ne ucak nede carpma olmadigini soyleyenlerin roportajlarida hic yayinlanmamis.

Isin diger bir ilginc yani ise, ayni gun baskan Bush bir okulda ziyarettedir. Bir sinifta verilen dersi kenardan sessizce izliyor. Yuz ifadelerindeki gariplikler bir yana, ogretmenin ogrencilerine tekrar ettirdigi kelimeler cok ilginc. Kelimeler tekrarlanirken Bush'un yuz ifadeleri degisiyor.
 O kelimeler sunlardir:
Ucak, carpma, celik, ucmak, oynama
Okuma bitince, Bush'un korumasi yanina gelir ve kulagina Amerika saldiri altindadir der ve Bush'un yuzundeki rahatlama dikkat cekici.
Yine meydana gelen bu olaylarin tamaminin uliminati kartlari denilen kartlarda, onceden cizilmis olmasi ve 20 dolar paranin katlaninca yine ayni sembolik olaylari resimlemesi daha da ilginc.

 Insan ister istemez soruyor kendi kendine; Nasil bir oyunun icindeyiz biz?

7 Ocak 2015 Çarşamba

2015 ve 2016 'da Turkiye ve Dunya'da Neler Olacak?

2014 felaketler icin isaret yiliydi. 2015 bu kotu olaylarin olmaya baslayacagi yildir. Savaslar, teror olaylari,depremler, volkanik patlamlar,astroitler, bulasici hastaliklar ve seller..

Tum dunya bir degisim icinde. Bilinclerimiz degisiyor. Daha olumlu olmayi ogreniyoruz. Olamayanlar da bir bosluk ve depresyon havasi esecek. Bu sadece kisi bazinda degil, toplumlar ve ulkeler bazinda da gecerli. Dunya genelinde simdiye kadar gelmis gecmis tum duzenler sarsilmaya baslayacak. Dunya'mizin ayiklanma donemi. Mevcut sistemlerle, yenilenen bilinclerimiz cakisiyor. Bu yuzdende kaoslar cikacak ve baskaldirilar hizla cogalacak. 2010'dan beri aslinda bununla ilgili isaretler vardi. Ama esas 2015 yilindan  itibaren tum ulkeleri saracak. Bundan sonra tum dunyada insanlar kitleler halinde yanlis uygulamalara karsi birlesecek, orgutlenecek ve birlikte tepki gosterecek. Haliyle guvenlik guclerinin de sert uygulamalari olacaktir. Bu da daha cok sorun getirecektir.

Bir ulkede bazi yeni kitle imha silahlari icat edildi. Bu silahlardan birisi insan uzerinde sessiz ve gorunmeyen bir enerji yayarak dusup bayilmalarini ve uyumalarini sagliyor. Bu silah kullanilarak, ulkeler ve ordulari savas bile yapilmadan isgal edilebilir. Diger bir icatsa akilli kursunlar. Hedefe kitlenince, o hedef yer degistirse bile, onu vurana kadar takip ediyor. HAARP ozellikle en tehlikelisi. Manyetik enerjiyle insan beyninde ve dogada felaketler yaratabilir. Iste bunun gibi silahlar; bazi ulkeler icin yeni bir dunya savasini baslatma sebebi olabilir. 2015'ten 2018'e kadar olan sure cok ama cok onemli. Cunku savas, teror ve dogal felaket yillaridir. Bazi ulkeler icin cokus, bazilari icin yukselis yillaridir. Ozellikle 2015 ve 2016 Israil icin cok daha onemli. Cunku Filistin'i ölu, bos, yikik bir yer haline getirene kadar yakip yikmaya devam edecektir. Amac; halki evsiz ve ac birakarak goce zorlamak. Ancak Filistin bosalirsa, Mescid-i Aksa'yi yikabileceklerini biliyorlar. Eger bunu bir iki yil icinde basaramazlarsa Suleyman Tapinagini insa edemeyecekler ki buda onlarin programina ters dusuyor. Bu sebeble 2015-2018 yillari Israil icin onemli yillaridir. Iran'la veya Urdun'le savas cikarabilirler. Mescid-i Aksa-yi yikmak icin suni deprem yaptirabilirler.

2015 Eylul ayinda meydana gelecek dorduncu kanli ay bir cok felaketin ve degisimin baslangici olacaktir. Ozellikle borsa cokusleri ve issizlik cok ses getirecektir. Bazi dogal felaketlerde yine Amerika'daki bazi sehirlere cok zarar verebilir. Ay'a bagli olarak sularda yukselme ve sel taskinlari olabilir. Atlantik Okyanusu'na cok buyuk bir meteorun dustugunu gordum. Beraberinde su yukselmesi oldu ama ne zaman olacagini gormedim.

Amerika ve Avrupa ekonomik acidan guc kaybedecek. Rusya, Cin'in destegiyle kullerinden dogacak. Cin ekonomisi Dunya'da ilk sirayi alacak. Rusya, Iran, Cin, Kuzey Kore ve bazi Guney Amerika ulkeleri gizli savas hazirliklari yapiyor olabilirler. Kime saldiracaklarini yazmaya gerek yok tabiki. Saldiri oldugunda, ilk denizden baslayacaktir. Cin, 2015-2017 yillari arasinda onemli ataklarda bulunacak. "Gizli bir guc, Asyalilari ve Kuzeyden gelen sarisin bir irki kullanarak, bazi kotulere ayar verecek." Bu kehaneti bir yerde okumustum ama kaynagini hatirlamiyorum. Ilgimi cekmisti. Cunku Cin ve Rusya'yi anlatiyor gibi.

Avrupa hem degisen iklimin olumsuz etkileriyle hem de ekonomik sorunlarla bogusacak. Irkcilik ve Islam karsitligi, Avrupa ve tum Dunya'da yeniden buyuk sorun olacak. Butun Dunya'da islama karsi bir tepki olussun diye, gerek Avrupa ulkelerinde gerekse baska Dunya ulkelerinde planli teror eylemleri gerceklestirilecek. Boylece musluman ulkelerine saldirmak icin halkin destegini olusturacaklar. Hepside 11 Eylul gibi planli olacak. Ozellikle hava alanlari, ucaklar, ulasim araclari ve alisveris merkezlerine dikkat edilmeli.

Zavalli Yunanistan, Turkiye'nin kaderini paylasacak. Deprem, sel, ekonomik cokuntu, kargasa..
Amerika'nin basina bayan Clinton getirilecek. Secilecek demiyorum, getirilecek..digerleri gibi..secimler; koleleri uyandirmamak icin oynanan senaryolardir.

Orta Dogu, daha oncede defalarca yazdigim gibi; ust sinif bir tabakanin, dini kullanarak kendilerine  hak olarak gordugu herseyi, mazlum halkina ise yasak olarak vermesinin bedelini, buna goz yuman insanlarla beraber odeyecekler...Hastaliklar, savaslar ve ic karisikliklarla ugrasacaklar. S.Arabistan'da ayaklanma olabilir.

Iran, yavas yavas modernlesmeye baslayacak. Ne ilginctirki Iranlilar ozgurlukleri icin can verirken, Turkiye'dekiler ozgurluklerinden vazgecip Iran'lasmaya calisiyor. Iran, Cin, Rusya ve Kuzey Kore'den ortaklasa siber saldirilar yapilabilir.
2015-2016 yillarinda Turkiye dahil, bir cok devletin gizli sirlari ortaya cikacak. Politik skandallar, Gizli anlasmalar ortaya cikacak. Adeta doga ve insanoglu icinde biriktirdigi gizli sakli ne vara disari kusacak. Bu yuzden gizli sakli hersey ortalara sacilacak. Ulkelerin bankacilik sistemlerine ve devlet kurumlarina siber saldirilar olabilir ve ele gecirilen bilgiler ifsa edilebilir. Elektrik ve su sebekelerine saldirilar olabilir. Mum, gaz, organik tohum stoku yapin ve evlerinizin onune su kuyusu acin. Onlem almakta yarar var.


Yer altinda patlamaya hazir bir enerji var ve depremlerle bu enerji aciga cikacaktir. Turkiye, Cin, Filipinler, Endonozya, Japonya, Sili, Meksika, Brezilya ve Italya'da depremler, seller, toprak  kaymalari ve maden cokmeleri olabilir. Radyoaktif patlamalar olabilir.
Ekonomik sorunlar insanlari cok zora sokacak. Intiharlar ve cinnet gecirmeler cogalacak. Ahlaki cokus hizla artacak. Kadina ve cocuga siddet artacak. Cocuklarda ve genclerde depresyon ilaclarinin kullanimi nedeniyle beyin hasarlari olacak ve delilik artacak. Gencler ilaclarla ve uyusturucuyla depresyona girecek. Kanser hastaliklari ve solunum yollari hastaliklari hizla artacak. Ozellikle gogus kanseri ve girtlak kanseri artacak. Diyabet, losemi artacak. (Havadan ilaclama, hastalikli kisir tohumlar ve ilacli gidalar yuzunden)

Turkiye'ye gelirsek: Birileri icin cokus coktan basladi ama gelecek secimde, gucu kaybetme korkusuyla tum varini yokunu bu secime yatiracaklar. Hile yapmadan gercek oy oranlari yuzde yirmisekiz. Buna ek yuzde on bilgisayar basinda yuzde 5 ise sandik baslarinda hile yapacaklar. Planlari budur ve Dunya tarihine gececek derecede buyuk secim hilesi yapacaklar. Ilerde tum yaptiklari aciga cikacak ve yillarca konusulacak. Secimin sonucu ise simdiden belli. Israil Mescid-i Aksayi yikana kadar, akp'nin Turkiyedeki dindarlari frenlemesine ihtiyaci var. Haliyle biraz daha kalirlar. Gorevleri bitince indirilirler. Bu arada yeni goruntu, kaset ve belgeler cikabilir. Icten bolunme olacak. Erdogan'in etkisi yavas yavas kesilerek bitirilecek.

Bahceli ve Kilicdaroglu'na gule gule...Yeni liderler umarim sans getirir. Baskanlik denemesine girilebilir ama ben ongormuyorum. Cumhuriyet olarak devam...2016'dan sonra nihayet olumlu degisimler baslar.

2015'te Silahli Kuvvetler'e dikkat! Degisimler gorunuyor.


Turkiye; Ataturk Turkiye'sinin kiymetini bilememenin bedelini aci sekilde odeyecek. Ama bazen iyi seylerin olmasi icin kotu seylerin de olmasi gerek. Ataturkculuk askeri vesayetten cikip, bizzat genclik ve halk tarafindan yeniden yazilacak, sahiplenilecek. Ataturk'un fikirleri ve kiymeti yeniden anlasilacak. Anadalou'dan yeniden dogacak. Ancak biraz daha zaman gerekiyor. 2015 'te Turkiye'de ic ayaklanma ongorum var. Ozellikle secim oncesinde veya sonrasinda iktidar ile pkk restlesmesi olabilir. Kullanildigini anlayan pkk ile imralidaki lideri arasinda ipler kopacak ve orgut kendi basina hareket edecek. Bu da ulke genelinde baharda yada yazin yeni bir ayaklanma yada teror saldirilari getirebilir. Cunku orgut, hukumet degisirse bir daha asla bu esnek kosullara sahip olamayacagini biliyor.
Bazilari icin yukselisin sonu geldi. Onlari zor gunler bekliyor. Hosuna gitmeyen herkesi, terorist diye suclayanlar birgun ayni silahin kendilerine dondugunu gorecekler. Kullanilmaya musait insanlar, kullanildiktan sonra bir gun mutlaka cope atilirlar. Dogruluktan ve haktan yana olanlara hicbirsey olmaz. Cunku onlar ilahi koruma altindalar.

Butun yalanlar birgun mutlaka ortaya sacilir. Hicbirsey gizli kalmaz..Hem kotuluk yapanlar, hem sessiz kalanlar elbet bedelini oderler.

Ne ekerseniz onu bicersiniz! Bu evrenin temel kanunudur.



Sevgiler!

Aasmaestefan@gmail.com





 





6 Ocak 2015 Salı

İndra’nın Ağı - Holografik Dunya

                 İndra’nın Ağı

Evrende ipliklerden olusan Sonsuz bir ag serilidir.
Dikey iplikler mekani,yatay iplikler zamani olustururken,
Ipliklerin kesisim noktalarinda bireyler vardir.
Her bir birey, kristal bir boncuk gibidir.
Mutlak varligin ulu isigi, her bir kristal varliga nufuz eder ve aydinlatir.
Ve her bir Kristal varlik, agdaki herbir diger kristal varliktan gelen isigi yansitmakla kalmaz,
Ama her bir yansimanin yansimasini da evren boyunca yansitir.


Yukaridaki sozler, eski Hindistan'a ait yedibin yillik gecmisi olan kutsal Veda yazilarindan alinmadir. Vedalarin yazildigi zamana ait tanrilarin en yucesi Indra idi. Indra'nin mucevher aginda, her bir noktanin bir diger noktaya nasil yansidigi anlatiliyor. Evrendeki herkesin ve herseyin birbiri ile baglantili oldugu ve onlarin bir butunun birbirinden ayrilmayan parcalari olarak tasfiri yapiliyor.

Mahayana kutsal Budist okulu tarafınca 3. yüzyılda hazırlanan Avatamsaka Sutra'da, Vedik tanrı İndra'nın Meru dağındaki sarayı üzerine asılması için yapılan Ağ’dan söz edilir. Bazen bu ağ, İndra’nın cennetindeki incilerden ya da mücevherlerden oluşan bir ağın anlatımına dönüşmüştür. Bu ağın düzeni içinde, birine bakan, diğer tüm incileri ona aksetmiş halde görür.

''Her noktada bir inci yatıyor, her biri kozmik matrisin diğer tüm incilerini yansıtıyor. Var olan, ya da hiç var olmayan her şey; hakkında düşünülebilir her fikir, her doğru ve her Dharma ile, her veri, bu anlayışta Indra’nın ağında diğer incileri kapsayarak yansıtan bir incidir. '' Vermeer's Hat adlı kitabında,Timothy Brook, metaforu bu sözlerle anlamlandırır.

Bir bütünde her bir parçanın tam olarak bulunduğu ve parçalara bölünemeyen holografik durumun, her bir parçanın bütünü içermesi demek olduğunu biliyoruz.
Böylece, bütünün her parçanın içinde gizli bir düzen oluşu, ve her nesnenin, yalnızca kendisi olmayıp, diğer her nesneyi de içermesi öngörülmüştür. Mikrodan makro kozmosa dek, bütün partiküllerin içinde gizlenen tam bir bütünün mevcudiyeti, hepsinin tek bir Öz’den yapılanmış olması ile açıklanmaktadır.

Tıpkı bunun gibi, tüm gerçeklik de, bölünmez durumdaki bir bütünlüktür;'' Ayrılık Yanıltıcıdır''. Holografik Evren, her parçanın bütünü kapsaması ya da, bütünün her parçanın içinde katlı bulunması ile birlikte, parçalanmamış bütünlüğü ifade eder. İndra’nın ağındaki bir inciye dokunulduğunda, düğümdeki diğer tüm inciler, yerel olmayan nedenlerle etkilenir.

Her düğümdeki inci, diğer bütün düğümlerin incilerinin niteliklerini yansıtır ve gerçek değil, sadece gerçeğin bir yansımasıdırlar. Zihnimizin de ayna benzeri bir doğası bulunur. Bu durum, metafor olarak, bir incinin, tek bir varlık, tek bilinç, tek hücre, tek bir atom gibi her birimin kendi içinde tüm her şey dahil evreni temsil eden bir evren olduğunu göstermeye yarar.


‘’Şimdi, ben, -Vairocana Buda- bir lotus kaide üstünde oturuyorum, onu binlerce çiçek ve binlerce Sakyamuni Buda çevreliyor. Her bir çiçek yüz milyon dünyayı destekliyor ve her dünyada bir Sakyamuni Buda; Bodhisattva Evrensel Fazileti içinde görünüyor. Tümü de bir Bodhi ağacı altında oturuyorlar, hepsi aynı anda Budalığa ulaşmış.’’Tüm bu sayısız Buda’nın orijinal vücutlarında, 5 bilgelik Budasının merkezi, Vairocana bulunmaktadır. Vairocana’nın özelliği boşluk’tur. "Her zaman Sakin Işık" mekanı içinde yaşar.
Çin Henan’da Lushan County’nin Bahar Tapınağı’nda yer alan, 126 metre yüksekliğe sahip, Vairocana Buda'sı heykeli, dünyanın en yüksek Buda heykeli olarak kayıtlanmıştır.

Bu Budist konsepti, günün sosyal network etkileşimleri, bilişim ve akıllı bilgisayarlar için de, "Gödel, Escher, Bach: Bir Ebedi Gökçe Belik'' adlı kitapta, Douglas R. Hofstadter tarafından, bir metafor olarak kullanılmıştır.

Derleme

Aasmaestefan@gmail.com

5 Ocak 2015 Pazartesi

Biz Dunyaya Nicin Geldik? Cennet - Cehennem Neresidir?

Cenneti ve Cehennemi Kendimiz Yaratiriz
 
 
Hangi biriniz, karsiniza cikan zorluklar ve  kotu olaylardan dolayi 'Ben bundan bazi dersler ogrenecegim veya deneyim kazanarak olgunlasacagim' diye dusunur? Biz buraya ogrenmek ve buyumek icin geldik. Bunun kolay bir sey olacagini dusunmeyin. Kolay olursa nasil ogrenecegiz hayati? Nasil buyuyecegiz, gelisecegiz,olgunlasacagiz? Hersey mukkemmel olsaydi buraya gelmemize gerek kalmazdi ki..

Dunya, kucuk enerji zerrecikleri olan ruhlarimizin tohum olarak ekildigi ilk yerdir. Insan  ruhunun evriminin basladigi ilk yerdir. Bizim anaokulumuzdur. Bize ozel hazirlanmis bir okuldur. Hergun yasadigimiz iyi olaylardan veya kotu olaylardan birseyler ogreniriz. Olmasi gerekendir bu. Duzen bu sekilde isliyor. Egomuzu yenmek, tum nefislerden kendimizi arindirmak, sevgi dolu guzel bir insan olmayi basarmak icin geldik buraya. Buradan basarili olanlarimiz bir ust sinifa gecerek, egitimine oradan devam ederler. Bu ust sinif, dorduncu boyut oluyor. Burasi kutsal kitaplarda 'Cennet' olarak tarif edilmistir. Daha yedinci boyuta kadar cikmamiz lazim. Yani simdilik isin basindayiz.

Bu dunyadaki hayat sinavindan basarili olamayan ruhlarimiz haliyle eleniyor, yani sinifta kaliyoruz. Sonra da iki boyut arasindaki bekleme yerinde bekliyoruz. Kutsal kitaplarda bahsedilen 'Cehennem' bu bekleme yeridir. Orada gecirilen bir gun, Dunya zamaniyla yaklasik olarak bir yila estir ve boslukta beklemek aci vericidir. Bu bekleme sirasinda; tekamulumuz tartiliyor, biciliyor ve ona uygun bir zaman ve yasam belirlenip yeniden sinif tekrari dedigimiz reenkarnasyonla dunyaya  geri donuyoruz. Eger bir onceki yasamimizdan elde ettigimiz tekamulumuz kotuyse daha cok bekliyoruz ve daha cok aci cekiyoruz. Cunku beklerken; yaptigimiz yanlislar, hatalar, kirdigimiz kalpler bizi surekli rahatsiz ediyor ve vicdanimiz bize aci cektiriyor. Bu yuzden olmus yakinlarimiz, ruyalarimiza girerek bizden kendilerini affetmemizi ve onlara iyi dualar etmemizi isterler. Bu yuzdendir, olen yakinlarimiz icin bu dunyada hayirlar yapilir. Olulerin arkasindan kotu konusulmaz denilir. Cenaze torenlerinde hak helali istenilir. Cunku arada beklerken butun olumsuzluklarimiz yakamiza yapisiyor ve bize azap cektiriyor. Kopardigimiz bir cicek, bir yaprak, yedigimiz bir hak, kirdigimiz kucuk bir kalp, oldurdugumuz bir hayvan veya insan, kesitigimiz bir agac....Ne kadar hata, o kadar cok aci....Arkamizdan konusulanlar ne kadar kotuyse o kadar cehennemi yasiyoruz... Yani kendi cehennemimizi aslinda hayattayken kendimiz insa ediyoruz. Kimseyi suclamayalim.

Eger yasarken kazandigimiz tekamulumuz iyi ama bir ust boyuta yani cennete gidecek kadar iyi degilsek; cok cabuk reenkarne olur ve yeniden ogrenmeye baslariz. Henuz bebek olan ruhlarimiz, buyuyene kadar tekrar tekrar gelip-gideriz. Ne kadar cabuk ogrenirsek, o kadar cabuk buyuruz ve dorduncu boyut, yani cennet dedigimiz yerdeki gercek hayatimiza doneriz. Hepimiz eninde sonunda bu hayat okulunu basariyla bitirip, egomuzdan kurtulmayi ogreniyoruz. Kimimiz bir kac yasamda ogreniyor. Kimimizde yuzlerce defa hayata gelerek ogreniyor. Bu nedenle biran once bu tekamulumuzu mukemmel sekilde tamamlayip, egomuzu yenip, iyi bir insan olursak; esas hayatimiza cabuk doner ve orda bizi bekleyen ailelerimize kavusuruz.

Hicbir ruh yani hicbir enerji evrende  olmez veya kaybolmaz. Ruhlarimiz olumsuzdur ve evrimlesme hep devam eder...Her boyuttaki evrimimiz baskadir. Oradaki enerjiye ve yasam kosullarina gore sekilleniriz. Burda insan gorunumundeyken, bir baska boyutta farkli bir gorunumde olabiliriz. Cunku evrimlesen bedenimiz degil, ruh enerjimizdir. Ancak ogrendigim kadariyla 4.boyutta da simdiki goruntumuzle gorunecegimizdir. Ruh buyudukce icine girdigi sekil de buyuyor. Bu yuzden ruyalarimizda veya durugorulerimizde gordugumuz evliya, peygamber veya melekler cok uzun boyludur. Bizlere 3-4 metre boyunda gorunurler.

Diger bir ogrendigim de, her ruhun onlarca rehberi ve yardimcisi oldugudur. Kimimiz onlari melekler, kimimiz rehber yada evliyalar olarak tanimlariz. Bizler uyurken hep egitiliriz ve onlarla hic korkmadan iletisime geceriz. Uyanikken bizi onlardan uzak tutan tek sey tabiki korkularimiz ve kendimizi kilitledigimiz duvarlarimizdir. Bunlarin nasil asilacagini daha once yazmistim.Bize eslik eden ruhsal ogretmenlerimiz her toplumun kulturune, dinine veya inancina gore farkli sekillerde bize gorunurler. Amaclari bizi korkutmamak ve kendilerini inanilir, guvenilir kilmaktir. Muslumansaniz size; evliya, din alimi veya Hz. Muhammed seklinde gorunebilirler... Hiristiyansaniz; Hz.Isa veya Hz. Meryem seklinde gorunebilirler. Museviyseniz Hz. Musa olarak gorunebilirler..Tibet, Cin, Hint dinlerinde de onlarin inanclarina ve degerlerine uygun kisilerle gorunurler.
Gordugumuz isik-hologram bedenlerin negatif veya pozitif enerjili olup olmadigini anlamamizin tek yolu, bizde ne hissettirdigidir. Bu konuda kendimize ve ic sesimize guvenelim.

Tekamulumuzu tamamlayip burdan bir an once gitmek istiyorsak; Nefsimizi terbiye edip egomuzu yenmemiz gerekiyor. Insanlari yargilamamayi, inanclarina, dillerine veya irklarina gore ayirmamayi ogrenmemiz gerekiyor. Dogayi, agaclari ve hayvanlari, ozellikle kopek ve kedileri korumamiz gerekiyor. Cunku onlar bize sevgiyi ogretmek icin gonullu olarak burada bize eslik ediyorlar. Dusunun, etinden, sutunden, tuyunden ve derisinden yararlandigimiz bir cok hayvanin sadece senede bir veya iki yavrusu olurken, kedi ve kopeklerin senede 15-20 yavrusu oluyor. Allah niye yiyip tukettigimiz hayvani daha az, yemedigimizi cok yaratiyor? Cunku digerleri fiziksel gelisimimize etkili iken, kedi ve kopek ruhsal gelismemize yardim ediyor ki bizim yasama amacimiz da aslinda ruhsal gelisimimizdir.
Bu dunyaya yemeye, icmeye, mal mulk edinip cogalmaya gelmedik. Buraya kucuk ruhumuzu guzel amellerimizle, sevgiyle buyutmeye ve geldigimiz yere geri donmek icin geldik.

Lutfen artik; sevin, sevilin, birlesin, yardimlasin...artik kendiniz icin birseyler yapin..birakin baskalari icin yasamayi..O baskalari, siz olene kadar yaninizda....ya sonra???


Sevgiler!
Aasma

Aasmaestefan@gmail.com

4 Ocak 2015 Pazar

İçinizdeki Gerçek İnsani Bulmak İçin Yedi Adım


1- Kendi enerjinizi hissedin ve onun farkina varin. Yasam enerjisini hissetme calismasini gunluk bir aliskanlik haline getirin.

Enerjinizi hissetmek icin avuc iclerinizi birbirine surtun ve ortaya cikacak isiyi hissedin. Hissettiginiz isi sizin kendi enerjinizdir. Sonra avuclarinizi birbirinden 3-5 cm uzaklastirip tekrar yakinlastirin. Elleriniz arasindaki manyetik itme ve cekme kuvvetini hissederek, sahip oldugunuz enerjiyi kesfedin. Kendi kendinizi imgelemeyle sifalandirin.

2-Karninizdan soluk alin ve bu aliskanligi dogal hale donusunceye kadar calisarak uygulayin.

Burnunuzdan nefes alarak karninizi hava ile doldurun. Karninizi iceri cekerek nefesinizi verin. Nefes alip verirken omuzlar asagi yukari hareket etmesin, sabit durun. Biraz calismayla, zamanla aliskanlik haline donusur ve dogru nefes alip verirsiniz. Nefes alirken dorde kadar sayin, nefesi icinizde tutarken dorde kadar sayin ve nefesi geri verirken yine dorde kadar sayin. Nefesi bosalttiktan sonra da dorde kadar nefesssiz kalarak sayip ondan sonra yeniden nefes alin. Ben bu egzersizi yedi ile yapiyorum. Sizde zamanla sayinizi arttirabilirsiniz.

3-Enerjinizi topraklayin ve bu enerji akisinin farkina varin. Gunun her saatinde herhangi bir yerde akliniza geldigi anda uygulayin.

Topraklama enerji sistemleri ile olan baglantilarimizi hissetmektir. Her nefesimizde cevremizden, yukaridan ve asagidan enerji aliriz.Bu yuzden de nefesi aldiktan sonra dort saniye kadar icinizde tutun ve bu nefesinizi geri verirken, icinizdeki enerjiyi bedeninizden asagiya dogru ittiginizi, topuklarinizdan topraga dogru aktigini dusunun ve topuklarinizin dunyanin cekirdegi ile baglandigini hayal edin. Bu sekilde icinizdeki kirli veya negatif enerjiyi topuklardan topraga gondererek kendinizi topraklarsiniz. Topraklama, auraniz ile diger enerji sistemlerini bagladigi icin fiziksel enerjinizi ve gucunuzu yeniler. Auraniz temizlenirse daha saglikli olursunuz.

4-Her gun mutlaka sekiz bardak su icin ve her su icisinizden sonra sukredin.

Bedenlerimizin, yaklasik olarak yuzde sekseni sudur. Neredeyse sudan yaratilmisiz. Bu yuzdende suya sukretmemiz gerekir. Bedenlerimizin iyi calismasi icin suya ihtiyaci vardir. Hergun mutlaka sekiz bardak su icmeliyiz. Bir hastalik veya sakatlik geciriyorsak, hizli iyilesmek icin cok su icmemiz lazim. Cunku su bedenimizdeki istenmeyen, zararli ve gereksiz maddeleri temizler ve boylece bizi daha cabuk iyilestirir.Su hayattir. ( Ictiginiz suyu filtreden gecirin veya icine kristal tas atarak temizleyin.)

5-Baskalari ile duygusal baglar kurun. Onlara icten ve karsiliksiz yardim edin.

Hepimiz sevgi dolu ailelere ve arkadaslara sahip olacak kadar sansli degiliz. Bu nedenle de cevremizde bir dosta, sicak bir gulumsemeye, sevgiye ve ilgiye ihtiyaci olan  insanlara elimizden geldigince sevgimizi vermeliyiz ve karsiliksiz olarak yardim etmeliyiz. Sadece insanlara degil; tum hayvanlara ve bitkilere ayni sevgiyi ve sevkati vermeliyiz. Sevgi iyilestirici ve birlestirici tek kaynaktir ve bizde mevcuttur. Sinirsiz boyuttadir ve bedavadir. Neden bu kadar fazla ve bedava olan guzel bir seyi karsiliksiz paylasmiyalim ki? Neyimiz eksilir? Ustelik biz onu paylastikca daha cok kazaniyoruz ve hem kendimiz hem de baskalari iyilesiyor. O halde neyi bekliyoruz?



6-Gun icinde mutlaka kendinizle bas basa kalabileceginiz sessiz bir ortam veya meditasyon yapabileceginiz bir zaman ayarlayin.

Olumlu dusunceleriniz, zihinsel, fiziksel, duygusal ve ruhsal varliginizin dengede kalmasina yardimci olur. Bu denge size guc verir ve sizi daha saglikli yapar. Gecmis bitmis kapanmistir. Gecmiste yasamayi birakin. Her ne olmussa olsun, serbest birakin gitsin..Kendinizi ve digerlerini affedin. Unutmayin her yasanan olumlu yada olumsuz olay size birseyler ogretir. Ne yasadiginiza degil, ondan neler ogrendiginize odaklanin. Boylece hayati, akisina birakmayi ogrenirsiniz. Hayattaki hicbirsey tesaduf degildir. Hersey birbirine baglidir ve bir sebebi vardir. Duygularinizin ve gucunuzun farkina varin. Hergun mutlaka kendi kendinizle basbasa kalabileceginiz bir an yaratin. Sessiz bir ortamda gozunuz kapali icinizi dinleyin. Icinizdeki sesi kesfedin, onu dinlemeyi ogrenin. Vicdan sesiniz diye bilinen o ses sizin OZ beninizin sesidir. Allah sevgisinin sesidir. Asla yanilmaz, asla yalan soylemez ve size  gercek insan olmayi ogretir. Yeterki onunla baglanti kurun.

7-Herseyin ve herkesin birbiriyle baglantida oldugunu bilin ve hergun sukredecek birseyler bulun. Hayatiniz icin sukran duyun ve mutlu olup gulumseyin.


Tum evrendeki hersey tipki bir orumcek agi gibi birbirine baglidir ve birbirini etkilemektedir. Bizler aslinda birbirimize kenetliyiz. Birimizin sahip oldugu pozitif dusunce ve eylemler, diger herkesi de etkliliyor. En cok etkilenenler bize en yakin olanlardir. Ailemiz, arkadaslarimiz ve tanidiklarimiz ilk etkilenecek olanlardir. Bu etki giderek daire seklinde genisler ve tum ag etkilenir. Tipki durgun suya atilan bir tasin yaptigi dairesel dalgalar gibi. Ayni etkilenme negatif dusunce ve eylemler icin de gecerlidir. Bu yuzden de ne dusundugumuze ve yaptigimiza dikkat etmemiz gerekir.
Yasaminiz degerlidir, o yuzden hergun; yasadiginiz icin Allah'a sukredin. Yediginiz, ictiginiz kullandiginiz hersey icin sukredin. Size yasam yolculugunda arkadaslik eden tum insanlara, hayvanlara ve bitkilere tesekkur edin. Onlara sevginizi verin. Hepimiz zorluklarla karsilasiyoruz ancak, o zorluklara karsi gosterdigimiz tepkiler onlari farkli kilar. Pozitif bakis acisi o zorluklari firsata cevirir.
Her sabah uyaninca acaba bugun neler ogrenecegim? Hangi olaylar bana hangi dersleri ogretecek? Cevremdeki insanlardan hangi mesajlari alacagim? Hangi zorluklari, sevgimle yenip firsata donusturecegim diye dusunun...oyle gune baslayin.

Yagmur yagacaksa, birakin yagsin.....

Sevgiler!
Aasma