23 Ağustos 2020 Pazar

Agustos 2020- Genel Degerlendirme







2020'nin İkinci ve Son Karanlık Dönemindeyiz.

19 Aralık 2019 yazımda belirttiğim gibi;
https://aaşmaestefan.blogspot.com/2020/03/mart-2020-değerlendirme-yazısı.html
2020, iki defa tüm karanlığımızın içinden geçip, eski bizi terk edip yeni bizi doğuran bir yıl olacak. İki kere sıfırlanacağımız bir yıl. Ben 2020'yi iki bölüme ayırmıştım. ilk altı ay ve son altı ay. Birinci altı ayımız bitti. Haziranda ikinci altı ayımıza girdik. Birinci dönemde bütün dünya olarak hastalıkla yüzleştik. İkinci dönemde ne yaşayacağız bilemiyorum ama 'sudan gelecek tehlikelere dikkat' ve de toplu ruh göçleri olacağı bilgisi gelmişti. Dünya su anda çok yüksek derecede pozitif ve negatif enerjiye maruz kalıyor. Bir taraftan ışık, var gücüyle insanları uyandırmak için uğraşırken, karanlık taraf ise; var gücüyle uyanışı engellemeye çalışıyor. Çatışan bu iki zıt enerji arasında kalıp da dengesini bulamayan insanlar kaosta kalıyor ve fiziki, ruhsal açıdan kötü hissediyorlar. Artan kalp hastalıkları, öfke patlamaları ve aniden ortaya çıkan ölümcül hastalıklar, bu yüzdendir. Bedenler, oluşan baskıyı kaldıramıyorlar ve bu yüzden eski enerjiye takılı kalmış bazı ruhlar, gitmeyi seçiyorlar.

Tarih, Tekerrürden ibarettir. Alınmayan Tüm Dersler Tekrar Eder:

Bu sözler, doğru söylenmiş sözlerdir ve her dönem için geçerlidir. Önemsenmelidir.
Yaşanılan olaylardan ders alınmadığı zaman olaylar farklı zamanlarda tekerrür eder. İlahi plan derki; bu dersi atlayamazsın, sonraya erteleyemezsin..illa da öğrenceksin...Sen öğrenene kadar ben bu dersi sana yeniden yaşatırım.
Öğrenilmeyen derslerin tekrarı; hem bireyler için, hem ülkeler için, hem de dünyanın tamamı için geçerlidir. Var olan her zerrede, mikrodan makroya, öğrenme sistemi aynıdır.
Geçmişe doğru baktığımızda, dünyada belli aralıklarla, büyük acılar yaşatan olaylar olmuş. Bunlardan bazıları; doğal felaketler, salgın hastalıklar, savaşlar, ihtilaller, haksızlıklar, ırkçılık, ayrımcılık vb.dir. Farklı zamanlarda tekrarlanan bu olaylar, insanların farklı bilinçleri yüzünden farklı şekilde sonuçlanabiliyor. Yaşanan sonuçlar; her seferinde insanlığın evrimleşmede, öğrenmede ve toplumsal bilincin ilerlemesinde geldiği noktayı gösteriyor. Yani tekerrür eden şeyler aynı olsa bile, zaman ve bilinç farklılığı; olayların gidişatını ve bizim tepkilerimizi değiştiriyor. Eskiden, aynı olayın etkileri çok kötü iken; şimdi daha üst bilinçte olduğumuz için bizi daha az etkiliyebiliyor. Almamız gereken dersleri öğrendiğimizde tekrar döngüsü duruyor ve bir sonraki öğrenme sürecine geçiyoruz.
Bir dönem kadınlar, taslanıp, lanetlenip, cadı diye yakılıyordu. O zaman yaşanan bu olay şimdi farklı şekilde tekerrür ediyor. Din üzerinden kadınlar aşağılanıyor, köleleştirilip evlere kapatılmak isteniyor. Hergün kadınlar öldürülüyor, şiddete, tacize, tecavüze maruz kalıyor. Zaman farklı ama 'Kadın düşmanlığı' hala aynı. Görünen o ki bu konuda pek de ilerleme olmamış. Bu yüzden, kadınlarla ilgili tam iyileşme hali olana kadar, acı olayları yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü bu konuda ne kadar iyileştiğimizi, dersimizin ne kadarını aldığımızı insanlık olarak anlamamız gerekiyor.

Türkiye'de Kurtuluş Savaşı Koşulları Tekerrür Ediyor:

Biz, millet olarak, 'Kurtuluş Savaşı' öncesinde yaşanan tüm kötü olaylardan gerekli dersi alamadığımız için, o muhteşem 1919 ruhunu hazmedemediğimiz için; ülke olarak, bugün yeniden hasta yatağında kıvranan 'kanserli bir adama' dönüştük. Topraklarımız satılmış, fabrikalarımız kapatılmış, ordumuz dağıtılmış, ekonomimiz batmış, tarım ve hayvancılık yok edilmiş, adalet yok edilmiş ve eğitim sistemi çökertilmiş. Ahlaki çöküş ve yozlaşma zirve yapmış. Ülkeyi, dış güçler, tuzakla tehditle yönetiyor. Yöneticiler, teslim olmuşlar ve her emre boyun eğiyorlar. Osmanlı devletinin çöküş dönemi bir kere daha tekerrür ediyor. Atatürk tarafından bize altın tepside sunulan haklarımızın, cumhuriyetimizin, kıymetini bilmedik. Birileri gelip bunları tek tek elimizden aldı. Karanlık yeniden ülkenin üstüne çöktü.

Kurtuluş:
Bizler, milletçe bir kere daha birlik ve beraberlik içinde olmayı öğrenene kadar bu hasta yatağından çıkamayacağız. İyileşmek için tek ilaç; sevgi, barış, birlik, beraberlik ve kardeşliktir. Atatürk'ün çizdiği yoldan gidip, Cumhuriyetimizi, 'kuruluş' ayarlarına geri döndürmektir. Başka kurtuluş yolu yoktur.

Doğduğun Coğrafya Kaderindir:

Doğduğumuz coğrafyada, alınacak toplumsal derslerin her biri, oranın parçası olduğumuz için bizi de etkiler.
Bireysel olarak yaşayacağımız dersler, doğduğumuz aileyle alacağımız dersler, doğduğumuz ülkeyle  alacağımız dersler ve dünya ile birlikte toplu alacağımız dersler bütün olarak 'kader' denilen yazılım programımızı oluştur. Bu derslerin tamamı öğrenilene kadar, tekerrür döngüsüne takılırız. Bunun için yüzlerce yıl, yüzlerce yaşam gerekse bile...

Corona ve Etkileri:
Dünyayı etkileyen bu virüs, bir yalan yada oyun değildir. Gerçekten bir virüs var ve normal gripten biraz daha etkili. Hasta edebilir ama öldürme oranı düşük. Bağışıklık sisteminiz zayıfsa coronayı ağır geçirirsiniz, güçlüyse kolay atlatırsınız. Tıpkı kışın geçirdiğiniz grip gibi. Virüs en az üç yıl alanımızda olacak ve hayatımızı çok değiştirecek. İnsanlık bir şekilde bu virüse de, diğerlerinde olduğu gibi bağışıklık kazanacak. Zamanla mutasyon geçirerek yeniden ortaya çıkabilir ama yine de  atlatılabilinecek. Daha ileriki yıllarda da benzer virüslerin ortaya çıktığına tanık olacağız. Bu yüzden sağlığımıza dikkat etmeliyiz ve bedenimize iyi bakmalıyız. Bedenimiz' hepsiyle başa çıkar..Yeterki biz ona iyi bakalım.
Corona hastalığı, bazı ülke yönetimleri tarafından, insanları kontrol altında tutma ve yeni baskıcı kuralları kabul ettirmek için kullanılacak. Batmış ekonomilerin ve çökmüş bütün sistemlerin sebebi olarak gösterilecek.

Her Serde Bir Hayır Var:
C
oronanın olumsuz etkilerinin yanısıra, hayatımıza çok şey kattığını da gözardı etmeyelim. Hor kullandığımız bedenimize bakmayı ona iyi davranmayı öğretti bize. İlahi sistem, birbirlerinin sorunlarına kulak asmayan ülkeleri, aynı sorunla uğraştırarak, aynı şeyleri yaşatarak uyardı aslında. Birlik olun, birbirinizin sorunlarına kulak asın yardımlasın, birbirinize yardım edin, hiçbir ülke güvende değildir dedi. Koca dünya, bir köy kadar küçüldü ve herkes aynı duygularda,yaşam şeklinde birleşti. Pandemi süreci, eskiye ait çalışmayan herşeyi bize bir çırpıda gösterdi. Kıymetini bilmediğimiz herşeyin aslında ne kadar önemli olduğunu gördük. Kısıtlanmış özgürlüklerimizi farkettik. İhlal edilen haklarımızı farkettik ve onları geri almak için savaşacağız.
Önümüzdeki yıllarda insanlar güçlü ve zenginler tarafından kullanıldığını, değersizliştirildiklerini anlayacaklar, uyanacaklar ve bireysel isyanlar, kitlesel isyanlara dönüşecek. İnsanlık ayağa kalkıyor...Uyanışımızı başlattığı için, ilerde bu virüse çok teşekkür edeceğiz.

Sevgiler!
Aasma Estefan
Aasmaestefan@gmail.com