Biz Dunyaya Nicin Geldik? Cennet - Cehennem Neresidir?
Cenneti ve Cehennemi Kendimiz Yaratiriz
Dunya, kucuk enerji zerrecikleri olan ruhlarimizin tohum olarak ekildigi ilk yerdir. Insan ruhunun evriminin basladigi ilk yerdir. Bizim anaokulumuzdur. Bize ozel hazirlanmis bir okuldur. Hergun yasadigimiz iyi olaylardan veya kotu olaylardan birseyler ogreniriz. Olmasi gerekendir bu. Duzen bu sekilde isliyor. Egomuzu yenmek, tum nefislerden kendimizi arindirmak, sevgi dolu guzel bir insan olmayi basarmak icin geldik buraya. Buradan basarili olanlarimiz bir ust sinifa gecerek, egitimine oradan devam ederler. Bu ust sinif, dorduncu boyut oluyor. Burasi kutsal kitaplarda 'Cennet' olarak tarif edilmistir. Daha yedinci boyuta kadar cikmamiz lazim. Yani simdilik isin basindayiz.
Bu dunyadaki hayat sinavindan basarili olamayan ruhlarimiz haliyle eleniyor, yani sinifta kaliyoruz. Sonra da iki boyut arasindaki bekleme yerinde bekliyoruz. Kutsal kitaplarda bahsedilen 'Cehennem' bu bekleme yeridir. Orada gecirilen bir gun, Dunya zamaniyla yaklasik olarak bir yila estir ve boslukta beklemek aci vericidir. Bu bekleme sirasinda; tekamulumuz tartiliyor, biciliyor ve ona uygun bir zaman ve yasam belirlenip yeniden sinif tekrari dedigimiz reenkarnasyonla dunyaya geri donuyoruz. Eger bir onceki yasamimizdan elde ettigimiz tekamulumuz kotuyse daha cok bekliyoruz ve daha cok aci cekiyoruz. Cunku beklerken; yaptigimiz yanlislar, hatalar, kirdigimiz kalpler bizi surekli rahatsiz ediyor ve vicdanimiz bize aci cektiriyor. Bu yuzden olmus yakinlarimiz, ruyalarimiza girerek bizden kendilerini affetmemizi ve onlara iyi dualar etmemizi isterler. Bu yuzdendir, olen yakinlarimiz icin bu dunyada hayirlar yapilir. Olulerin arkasindan kotu konusulmaz denilir. Cenaze torenlerinde hak helali istenilir. Cunku arada beklerken butun olumsuzluklarimiz yakamiza yapisiyor ve bize azap cektiriyor. Kopardigimiz bir cicek, bir yaprak, yedigimiz bir hak, kirdigimiz kucuk bir kalp, oldurdugumuz bir hayvan veya insan, kesitigimiz bir agac....Ne kadar hata, o kadar cok aci....Arkamizdan konusulanlar ne kadar kotuyse o kadar cehennemi yasiyoruz... Yani kendi cehennemimizi aslinda hayattayken kendimiz insa ediyoruz. Kimseyi suclamayalim.
Eger yasarken kazandigimiz tekamulumuz iyi ama bir ust boyuta yani cennete gidecek kadar iyi degilsek; cok cabuk reenkarne olur ve yeniden ogrenmeye baslariz. Henuz bebek olan ruhlarimiz, buyuyene kadar tekrar tekrar gelip-gideriz. Ne kadar cabuk ogrenirsek, o kadar cabuk buyuruz ve dorduncu boyut, yani cennet dedigimiz yerdeki gercek hayatimiza doneriz. Hepimiz eninde sonunda bu hayat okulunu basariyla bitirip, egomuzdan kurtulmayi ogreniyoruz. Kimimiz bir kac yasamda ogreniyor. Kimimizde yuzlerce defa hayata gelerek ogreniyor. Bu nedenle biran once bu tekamulumuzu mukemmel sekilde tamamlayip, egomuzu yenip, iyi bir insan olursak; esas hayatimiza cabuk doner ve orda bizi bekleyen ailelerimize kavusuruz.
Hicbir ruh yani hicbir enerji evrende olmez veya kaybolmaz. Ruhlarimiz olumsuzdur ve evrimlesme hep devam eder...Her boyuttaki evrimimiz baskadir. Oradaki enerjiye ve yasam kosullarina gore sekilleniriz. Burda insan gorunumundeyken, bir baska boyutta farkli bir gorunumde olabiliriz. Cunku evrimlesen bedenimiz degil, ruh enerjimizdir. Ancak ogrendigim kadariyla 4.boyutta da simdiki goruntumuzle gorunecegimizdir. Ruh buyudukce icine girdigi sekil de buyuyor. Bu yuzden ruyalarimizda veya durugorulerimizde gordugumuz evliya, peygamber veya melekler cok uzun boyludur. Bizlere 3-4 metre boyunda gorunurler.
Diger bir ogrendigim de, her ruhun onlarca rehberi ve yardimcisi oldugudur. Kimimiz onlari melekler, kimimiz rehber yada evliyalar olarak tanimlariz. Bizler uyurken hep egitiliriz ve onlarla hic korkmadan iletisime geceriz. Uyanikken bizi onlardan uzak tutan tek sey tabiki korkularimiz ve kendimizi kilitledigimiz duvarlarimizdir. Bunlarin nasil asilacagini daha once yazmistim.Bize eslik eden ruhsal ogretmenlerimiz her toplumun kulturune, dinine veya inancina gore farkli sekillerde bize gorunurler. Amaclari bizi korkutmamak ve kendilerini inanilir, guvenilir kilmaktir. Muslumansaniz size; evliya, din alimi veya Hz. Muhammed seklinde gorunebilirler... Hiristiyansaniz; Hz.Isa veya Hz. Meryem seklinde gorunebilirler. Museviyseniz Hz. Musa olarak gorunebilirler..Tibet, Cin, Hint dinlerinde de onlarin inanclarina ve degerlerine uygun kisilerle gorunurler.
Gordugumuz isik-hologram bedenlerin negatif veya pozitif enerjili olup olmadigini anlamamizin tek yolu, bizde ne hissettirdigidir. Bu konuda kendimize ve ic sesimize guvenelim.
Tekamulumuzu tamamlayip burdan bir an once gitmek istiyorsak; Nefsimizi terbiye edip egomuzu yenmemiz gerekiyor. Insanlari yargilamamayi, inanclarina, dillerine veya irklarina gore ayirmamayi ogrenmemiz gerekiyor. Dogayi, agaclari ve hayvanlari, ozellikle kopek ve kedileri korumamiz gerekiyor. Cunku onlar bize sevgiyi ogretmek icin gonullu olarak burada bize eslik ediyorlar. Dusunun, etinden, sutunden, tuyunden ve derisinden yararlandigimiz bir cok hayvanin sadece senede bir veya iki yavrusu olurken, kedi ve kopeklerin senede 15-20 yavrusu oluyor. Allah niye yiyip tukettigimiz hayvani daha az, yemedigimizi cok yaratiyor? Cunku digerleri fiziksel gelisimimize etkili iken, kedi ve kopek ruhsal gelismemize yardim ediyor ki bizim yasama amacimiz da aslinda ruhsal gelisimimizdir.
Bu dunyaya yemeye, icmeye, mal mulk edinip cogalmaya gelmedik. Buraya kucuk ruhumuzu guzel amellerimizle, sevgiyle buyutmeye ve geldigimiz yere geri donmek icin geldik.
Lutfen artik; sevin, sevilin, birlesin, yardimlasin...artik kendiniz icin birseyler yapin..birakin baskalari icin yasamayi..O baskalari, siz olene kadar yaninizda....ya sonra???
Sevgiler!
Aasma
Aasmaestefan@gmail.com
0 yorum:
Yorum Gönder