12 Şubat 2018 Pazartesi

Bireysel Uyanis Ogutleri





Mutluluk Disarda Degil Icerdedir.
Mutlulugu disarda arayanlar, en guzel evlere, arabalara, elbiselere sahip olsalarda kisa sureli bir mutluluk duyup sonra yine mutsuz olurlar. Onlar bunun gercek sebebini anlamadigi icin, her mutsuz olduklarinda daha cok para harcarlar daha cok mal, mulk sahibi olurlar. Cunku mutlu etmeye calistiklari sey kendileri degil, egolaridir. Egolar asla tatmin olmaz. Hep daha fazlasini ister. Zihin butun hayati kontrol eder ve kisi tatminsizlikle bas edemez. Bu arada, icerdeki cocuk butun bu olanlari sabirla izler ve farkedilecegi gunu bekler. Mutluluk sadece icerdeki cocuk mutlu oldugunda hissedilebilecek bir duygudur. Icerdeki cocukla kasteddigim ruh diye tanimladigimiz gercek bizdir. Mutluluk, egomuza degil, ruhumuza hitap ediyorsa mutluluktur. Olay karsisinda; cocuk gibi bir seviniyorsak, hucrelerimize kadar yayilan bir sicaklik hissediyorsak o, gercek mutlulukdur. O zaman iste icerde mutluyuzdur. Bunun disindaki her mutluluk duygusu sadece disarda kalir ve iceriye giris yapamaz. Gercek mutluluk sadece icerden disariya dogru yasanir. Buna ulasmak icin oncelikle kendimizi sevmemiz lazim.
Hayalllerimiz Zihnimizi Degil, Kalbimizi Beslemeli


Sozlerimiz, hayallerimiz ve dusuncelerimiz, yaratimlarimizi olusturur. Ne dusunursek O’yuz. Ne hayal edersek onu yaratmis oluruz. Ne konusursak yaratiriz. Cunku sozler, dusunceler ve hayaller de enerjidir. Onlari kullandigimiz zaman, enerjilerini aktif ettigimiz icin yaratiminida yapmis oluruz. Bu yuzden dusunclerimiz, sozlerimiz ve kurdugumuz hayaller cok onemlidir. Ne yarattigimiza dikkat etmeliyiz. Negatif yada egosal yaratimlar bize fayda getirmez. En hizli yaratimlar guzel ve pozitif yapilan hayallerle, sozlerle ve dusuncelerle yapilanlardir. Egosal ve negatif donusumlere sebep olacak yaratimlar, ya gerceklesmez ya da cok gec olur. Cunku enerjisi dusuk frekansli oldugundan; evrende cok yavas ilerler. Ama sevgiyle yapilan, zihne degil de kalbe hitap eden pozitif yaratimlar cabuk gerceklesir cunku titresimi yuksek duygularla yapilmis pozitif isteklerdir. Bunu basit bir ornekle soyle anlatabiliriz: Ayni noktaya uc farkli yolla gitmeye calisan uc kisi dusunun. Ucakla giden, en erken ulasir. Otobusle giden daha gec ulasir. Yuruyerek giden ise en gec ulasan olur. Evrende en hizli hareket eden dusunceler, pozitif dusuncelerdir.

Disardan Degil, Icerden Beslen
Aslinda evrendeki butun bilgilere, kendi uzerimizden erisebilme imkanimiz vardir. Fikirler, buluslar, kitaplara konu olan bilgiler, ilhamlar hep ayni kaynaktan bize gelir. Hepsi kollektif bilinc dedigimiz, evrensel akasadan cekilen bilgilerdir. Belirli bir frekansa erisildiginde, bu bilgilere ulasilabilir. Ancak bu tur bilgilere ulasmak icin oncelikle; disariya degil, iceriye yonelmemiz gerekir.

Bizler, disardan, hali hazirda baskalari tarafindan ortaya atilmis fikirlerle, bilgilerle kendimizi besliyoruz. Surekli arastirip ogreniyoruz, kendimizi surekli disardan beslemeye calisiyoruz. Ama bunu baskalari uzerinden, kendimizi dislayarak yapiyoruz. Oysa onlarin erisebildigine biz de erisebiliriz. Disardan ogrenmeye calistigimiz hersey aslinda bizde de kayitlidir. Belli bir titresim seviyesine geldigimizde, kollektif bilince baglanip ordan bilgi cekebilir veya egitim alabiliriz. Buna icerden beslenme denir. Dinginlik haliyle, meditasyon haliyle iceriye yonelip, ucuncu goz vasitasiyla kaynaga; baskasi uzerinden degil, kendimiz de direk baglanabiliriz. Hislerimizle, ruyalarimizla, durugoru, duru isiti veya vizyonlarla bilgi cekilebiliriz.

Uyanis doneminde, bireysel egitimler oncelikle disardan yapilir. Iceriyle baglantiyi kurana kadar, planli bir sekilde disardan besleniriz. Karsimiza kitaplar, yazilar, filmler, insanlar, hayvanlar, muzikler cikar. Hic biri tesaduf degildir. Bu egitim; biz tamamen iceriye inene kadar disardan devam eder. Hazir oldugumuz da icerden direk kaynakla baglantiya gecer ve egitiliriz. Aradigimiz her sorunun cevabi, bize icerden gelir. Bu nedenle uyanis safhasinda disardan gelebilecek butun isaretleri iyi takip etmeliyiz.


Farkli ol, Cesur Ol
Herkesle ayni yone gitmek zorunda degilizz. Farkliligimiz, farkimiz olsun. Gerektiginde, bize baskalari tarafindan cizilmis yollardan, cikmaktan korkmayalim. Korkunun bittigi yerde cesaret baslar…Cesur olalim. Kendimiz olalim. Baskalarinin ne dusunecegine aldirmadan ozgurce yasamayi ilke edinelim. Kendi kisiligimizi bastirip, icerdeki cocugu susturup, baskalarini memnun edecek bir kisilige burunmek; sadece bize zarar verecektir. O an anlasilamazsa bile, ilerde buyuk hasarlarla kendini gosterecektir. Bizler, kendimizi bulmak ve kendimizi memnun etmek icin burdayiz. Kendimize hizmet ederken zaten butune hizmet etmis oluyoruz. Herkes sadece kendi yolculugu icin burda. Yapmak istedikleri icin buradadir. Hayattaki hersey gulluk gulistanlik olsaydi; ne sabrin onemini ne de cesareti ogrenemezdik, buyuyemezdik. Icimizdeki cocuk yerinde sayardi. En cok ogrendigimiz seyler; cesurca atilip, basladigimiz islerden gelir. Denemezsek, basarili olup olmayacagimizi ogrenemeyiz. Bu nedenle cesurca one atilip, degisimi baslatip, yeni enerjiye uyumlanip, secimlerimizi buna gore yapmaliyiz. Hayatimizda eski enerjye ait ne varsa; bizi kontrol etmesine ‘dur’ demeliyiz artik…

“Korkaklar bircok kez olur, cesurlar bir kez.” William Shakespeare

“İçinden geçenleri söylemeye cesaretin yoksa, içinde kalanların esareti ağır olur.” Anonim

“Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.” Anonim

Olaylari Disardan izle- Gozlemci Ol
Yasadigimiz olaylara kendimizi kaptirirsak, uzun sure etkisinde kalip bos yere aci cekeriz ve cikis yolu bulmakta zorlaniriz. Gercekleri net goremeyiz. Bu da enerjimizi dusurur ve ruhsal yonden kolay cokeriz. Frekansimiz duserse, benzer enerjilere ait olaylari kendimize daha cok cekeriz. Cunku disariya ne yansitirsak onun yansimasini geri aliriz. Bu yuzdende olaylara karsi daha notr olmayi ve disardan gozlem yapmayi ogrenmemiz lazim. Yasanilan bir negatif olayi sevgi ve bilgelikle donusturmeyi ogrenmemiz lazim. Saatlerce gunlerce o tatsiz olayi dusunerek; enerjisini beslemeyelim, guclendirmeyelim. Guclendirdigimiz olaylar hayatimizda daha uzun sure kalir.

Eger bir kisiyle tartismamiz kavgaya ve gereksiz sonuclara dogru ilerlemisse, karsidaki kisiyi etkilemek imkansizsa, o an bulundugunuz ortamda, gerekirse bilerek geri adim atmayi ogrenmemiz lazim. Hakli bile olsak, gerektiginde ozur dileyen ilk kisi olup, tartismayi sevgiyle kendi yararimiza donusturebiliriz. O an icin belki faydasi olmaz diye dusunsek bile yapmaya devam edelim. Geri donusu muhtesem olacaktir. Karsimizdaki kisiler ile ayni frekansta bulusamiyorsak, o frekans alanindan disari cikmayi bilmemiz lazim. Yani o ortami cevreleyen cemberden bir adim disari cikip, birazda olaya disardan bakmayi ogrenmemiz lazim. Bazen cemberin (olayin) icindeyken resmi farkli gorebiliriz. Disardan bir sure gozlem yapinca, kendimizi de; o cemberdeki hallerimizle, konusmalarimizla degerlendirince, gercek resmi daha net ve tarafsiz gorebiliriz. Boylece olaylara bakis acimiz degisir ve daha cok dengede oluruz. Olaylari, buyumeden kontrol altina almayi ogreniriz.

Bu yazdiklarimi ulkemizde yasanan olumsuz butun olaylar icinde ayni sekilde uygulayalim. Ulkenin gidisati konusunda duygusal davranmak yerine, yine notr olmayi disardan gozlemci olmayi deneyelim. Aksi halde olaylara, yasanan carpikliklara uzulerek, umutsuzlanarak, karamsar dusunerek karsi tarafin enerjisini beslemis oluruz. Ayrica kendimizin de enerjisini dusurmus oluruz. Her ne olursa olsun, aninda dengelenip, kendimizi toparlayalim. Olaylara kendimizi kaptirip hem kendinize hemde bizim gibi dusunenlere zarar vermeyelim. Dusunce ve davranislarimizla negativ zincire halka olacagimiza, pozitif dusunce ve davranislarimizla isik zincirine halka olalim.


Yazmakta oldugum "Uyanis Rehberi" adli kitabimdan alintidir.
Bir damla isik olsun yureginize...


Sevgiler!

Aasmaestefan@gmail.com