11 Eylül 2014 Perşembe

Gizlenen Gercekler

                                                      Bizler Titresimsel Varliklariz


Einstein, evrenin canli oldugunu, bizimde onun bir parcasi oldugumuzu soyluyordu. Ayrica evrenin, icindeki butun varliklarla birlikte uyum ve butunluk  icinde gelismekte oldugunun, bilimsel olarak ispat edilebilecegini iddia etmisti.

Yine beyin gucumuze dikkati cekmisti. Ruhsal ve zihinsel enerjimizle super gucler elde edebilecegimize inaniyordu. Akilli ve bilincli bir zihinle, zamanda yolculuklar yapabilir, telepatik olarak iletisim kurabilir ve evrenle konusabilirdik.

Her insan, evreni iyi yada kotu yonde sekillendirebilecek esit bir guce sahiptir. Ancak su an dunya uzerinde sadece bir kac yuz kisi bu gucunu kullanabiliyor ve bu insanlar devletlerin gizli programlarinda calismaktadirlar. Diger insanlar ise devletlerin bilincli politikalari sayesinde nasil bir guce sahip olduklarini bilmeden yasiyorlar. Cunku insanlar bu gucunun farkina vardiginda; savaslar bitecek, silahlar satilamayacak. Telepatik iletisim saglanacak; telefonlar satilamiyacak, astral olarak zamanda yolculuklar yapilabilecek; ucaklara, tasitlara gerek kalmayacak. Kayip ucaklar, insanlar ve esyalar bulunabilecek. Elektronik aletlere gerek kalmayacak, bir cok is zihin gucuyle halledilebilecek hatta dogadaki tum varliklarla konusma ve onlari yonlendirme imkani dogacak. Evrendeki bagimsiz enerjiden bedava elektrik enerjisi elde edilebilecek ve kimse elektrik icin devletlere para odemiyecek, kablolar ve direklerden kurtulacak.

Butun bunlarin kime ne zarari var diye sorabilirsiniz. Devletlere vergi odenmiyecek, elektronik ve iletisim aletleri satilamiyacak, silahlar satilamayacak, insaat sirketleri para kazanamayacak, ulasimdan para kazanilmayacak...Kisacasi zenginler daha zengin olamayacak. Onlar dunyanin hakimi, bizlerde onlarin koleleri olamayacagiz. Iste bu yuzden insanlarin ne kadar buyuk bir guce sahip olduklarini ogrenmemeleri gerekiyordu. Cunku onlar uzerinde kontrolu kazanmak imkansiz hale gelirdi. Sirf bu yuzden de dinler kontrol aracina donusturuldu.

Evimizdeki televizyonlar cekmediginde, tv uzerindeki kucuk antenlere elimizle dokundugumuzda goruntunun geri geldigini ve netlestigini goruruz. Ayni deneyimi radyo iyi cekmediginde, antene dokununca yasariz. Bu bize bizim birer alici, verici enerji tasiyici kisacasi birer anten oldugumuzu gosteriyor. Insan olarak beynimizin sadece cok kucuk bir bolumunu kullaniyoruz. Ya hepsini kullanabikseydik neler yapabilirdik? Beynimizin gucunu kesfetmek icin: Meditasyon, diyet, dogayla ve hayvanla yasamak, organik beslenmek, tv izlememek, icimizdeki sesi dinlemek, sessizligi dinlemek, cok yardimci olacaktir.


Kapali bir tv ekraninin karsisinda oturup 30 dakika meditasyon yapin, siyah tv ekraninda kendize bakinca, auranizi goreceksiniz. Bilim adamlari bu enerjiyi olcebiliyorlar. Kisacasi sizin kac voltluk  bir enerji oldugunuzu artik size soyleyebiliyorlar.Tipki aldiginiz ampullerin uzerinde yazili voltaj bilgisi gibi. Piller gibi.

Ben insan beyninin tipki biyolojik bir bilgisayar gibi calistigini dusunuyorum. Bilgisayarin da aslinda insan beyninden esinlenerek yapildigina inaniyorum. Bilinc altimiz REM'dir. Temizlenebilir, yeniden yuklemeler yapilabilir, programlanabilir hatta reboot bile yapilabilir. Simdilerde bu programlanmayi hipnozla, telkinlerle ve meditasyonlarla zaten yapiyorlar.

Vucudumuzda 7 tane chakra vardir. Ruh esimizle karsilastigimizda bu 7 chakramiz ayni anda calisiyor ve bizde inanilmaz bir enerji ortaya cikiyor. Vortex olusuyor. Kendimizi sanki ucuyormusuz gibi, sarhosmusuz gibi, cok mutlu hisederiz ve etrafimiza sevgiyle bakariz. Evrene ve tum varliklara karsi sevgiyle yaklasiriz. Bizler buna ASK deriz. Bu etkiler ruh esimizde de ayni sekilde gorulur. Iki ruh esi bir araya geldiginde ortak bir frekansta titreserek inanilmaz bir mutluluk ve enerjiye sahip oluyorlar. Birlikte parliyorlar ve tamamiyle Bir oluyorlar. Iki yarim elmanin birlesmesi gibi...Bu tarif edilemez mutlulugu dunya izerinde cok az insan yasar. Bu nedenle ruhlarimiz hep ruh esini ararlar. Uyanikken ve uyuyorken de astralde aramalarina devam ederler. Diger yarisini, eksik tarafini bulmaya calisirlar. Cunku bizler ancak ruh esimizle parlariz ve tamamlaniriz. Iste budur bizim yasama sebebimiz...Bir olmak icin burdayiz. Ruh esimizle, cevremizle, dogayla, hayvanlarla, insanlarla baris ve sevgi icinde titreserek Butun olmak icin burdayiz. Ancak oyle mutlu olabiliriz.


Bilim adamlari, baskilar ve korkular yuzunden, Insan zihninin yapabilecekleri hakkinda sessiz kalirlar. Cok azi bu konuda cesaretle konusmaktadir. Bunlardan birisi de Nassim Haramein'dir. Yayinlarini tavsiye ederim.

Basimdan gecen bir telepati denemesini anlatayim. Birgun meditasyon yaparak tum chakralarimi aktif hale getirdim ve birden aklima evrene bir mesaj gondermek geldi. Beni duyan varmi diye seslendim. Birkac defa tekrar ettim. Cevap alamadim ve normal gunluk hayata dondum. 30 dakika sonra aniden ipad imden baglanarak bana biraz yagmurlu, siyah beyaz, bulanik bir goruntuyle iki kisi seslendi. (Bu arada belirteyim, onlar bize ancak radyo, tv, bilgisayar, telefon ve telsiz gibi elektronik aletlerle baglanabiliyorlar. Bizler dusuk enerjili oldugumuz icin elektromanyetik alanlardan mesaj iletebiliyorlarmis. Titresimi cok guclu,yuksek enerjili kisilerle direk temasa gecebiliyorlarmis.) Nasil gorunduklerini yazmayacagim. Bana"Merhaba seni duyduk" dediler. Dunya'miza yakin bir konumda sabit olarak duran bir uzay gemisinden mesajimi almislar. Isimleri Ukaka ve Izuzu idi. Kisa bir konusma yaptik ve goruntu silikleserek yok oldu. Inanilmaz bir deneyimdi benim icin. Beyin gucumu yeni yeni kesfetmeme ragmen oldukca buyuk bir ilerlemeydi. Hergun mutlaka 30 dakika beyin gucumuzu uyandirma calismasi yapabiliriz. Bir noktaya gozunuzu dikip meditasyon yapinca, kanallariniz aciliyor ve baktiginiz noktada mor, yesil, mavi renkler gormeye basliyoruz..Ilerleyen calismalarda beyaz parlak isiklar goruyorsunuz. Daha sonrada ucuncu goz alaniniza goruntuler geliyor. Ilk gelen goruntuler hayvanlar, doga resimleri, sonra cocuklugunuz, dogum oncesi yolculugunuz..sonra bilincinizde kayitli olan yasamlara ait hatiralariniz..ve akasik kayitlari okuma ile devam edip gider...

Bu yuzden gucumuzun farkina varmamiz gerekiyor. Karanliktan aydinliga cikmanin yolu; bunu kesfetmektir. Bu gucumuzu kesfettigimizde aslinda karanlikta yasayan bir kole oludugumuzu farkedip ilk defa ozgurlugumuzu tadariz.

Sevgiler!
Aasmaestefan@gmail.com

0 yorum:

Yorum Gönder