21 Mart 2020 Cumartesi

Mart 2020-Degerlendirme Yazisi





Sevgili ozgurluk savascilari ve gokkusagi cocuklari,

Su an dunyanin icinde bulundugu durum ne kadar sarsici olsa da, anlamaliyiz ki, yillardir buyuk bir degisimin geleceginden ve bu degisimin hic bir zaman kolay olmayacagindan bahsetmistik. Asmamiz gereken bazi zor zamanlar oldugunu soyluyorduk, yaziyorduk. Gecmisteki orneklere baktigimizda, buyuk degisimlerin her zaman cok sancili oldugunu goruruz. Uyanista olan insanlarin buyuyen bilinclerine ve farkindaliklarina ek olarak yeni dogan cocuklarin, getirdigi besinci boyut enerjilerine uyum saglayamayan, yetersiz kalan sistemler cokus yasiyor. Egitim, saglik, ekonomi, para, askeri yapilar ve yonetim sistemleri teker teker bozulacak ki yenileri insa edilsin. Tum bu alanlarda bekledigimiz cokuslerin olmasi icin, sarsici degisimler gereklidir.

Dunyadaki yasam, insanlardan yayilan dusunce, soz ve davranislara gore dizayn oluyor. Korku, endise panik icinde duygular tasiyan bireyler ne kadar artarsa, eski sistem daha guclenir ve uzerimizdeki etkisini devam ettirir. Cunku su anki somurucu sistemlerin temeli insanlara dayatilan bu dusuk frekansli duygulardir. Eskiye ait olanin yikilmasini istiyorsaniz, kendinizi korku, panik ve endise havasindan cikarmaniz lazim. Durum her ne olursa olsun, kim sorunu yaratmis olursa olsun, soruna odaklanmayin, asin onu hemen ve bu sorunu nasil cozebilirim noktasina gelin. Soruna degil, cozume odaklanin. Kendinizi bu durumdan ne kadar az zararla kurtarabileceginize odaklanin. Hicbirseyin iyi yada kotu ekisini omur boyu surduremiyecegini bilin. hersey dogar, buyur ve sonunda yok olur yada donusur.

"Agzini hayirli ac." "Ne dusunursen o olursun." "Guzel dusun, guzel seyler olsun." cumlelerinden biraz anlam cikaralim ve icinde gecmekte oldugumuz karanlik tunelin bizi yutmasina izin vermeyelim.

Korku, endise ve panik duygulari enerjimizi gelecege akitir. Sucluluklar, pismanliklar ve aci dolu duygular ise; enerjimiz gecmise akitir. Oysa bizim gecmise ve gelecege akittigimiz enerjiyi An'da (simdide) toplamamiz lazim ki, hayatin akisina, ve ritmine ayak uyduralim. Simdide olmak, aciyi, korkuyu, suclulukari ve endiseyi yok eder. Kisi huzurlu, sakin ve notr olur. Bu da onu inanilmaz guclendirir.

Hastaliklar, dusuk frekansta var olur. Tipki korku, endise, panik, sucluluk, pismanlik ve aci duygulari gibi... Siz kendinizi korku, endise, panik ve aci icinde tutarsaniz, bulundugunuz frekansta, hastaliklara yakalanma riskiniz artar. Cunku o hastaliklarla ayni frekansta rezone oluyorsunuz. Bu durumda pozitif dusunmek, titresiminizi yukseltmek cok onemlidir. Siz yuksek frekansta titresirseniz, hastaliklar ve negatif duygularin gezdigi frekans size uzak kalir cunku, rezone oldugu alanla sizin aranizda gorunmez bir frekans perdesi vardir.

Bu yuzden de bedeninizin titresimini yukseltecek calismalar yapin. Negatif haberlerden, manipule edici paylasimlardan, uzak durun. Titresimi yuksek besinlerle (vejeteryan) beslenin. Temizlige dikkat edin. Meditasyon, yoga, spor, dans, sarki soyleme, resim yapma, kitap okuma, komik filmler izleme, nefes calismalari yapma ve yaratici gucunu pozitif yonde kullanmak gibi etkinliklerden hangisi size uyuyorsa onu yapin.

Suna inanin; hicbir hastalik yada virus, sizi yenecek kadar guclu degildir. Siz neye inanirsaniz bedeninizde ona inanir. Hucreleriniz, sizin zihninizden gecen dusunce ve inanclara gore kendini programlar. 'Ben gucluyum, bedenim saglikli, hucrelerim saglikli, organlarim saglikli...' derseniz ve siz buna yuzde yuz inanirsaniz butun hucreleriniz ve organlariniz da sizin bu inanciniza eslik edecektir. Siz her hastaligi ve virusu yenecek guce sahipsiniz...Buna inanin.

Gecmis yazilarimda ilerde, dunyadaki devletlerin sosyalizm benzeri yonetim sistemlerine gececeginden bahsetmistim. Uzun yillardir insani, hayvani ve dogayi somuren kapitalist sistemlerle yonetiliyoruz. Bu koklenmis sistemi kokunden sokup atmak, elbetteki zaman alacaktir ve kolay olmayacaktir. Her alanda cokusler basladiginda, eskimis bu somurucu sistemi birakmak istemeyenler daha sert onlemler alacak ve insanlari daha cok ezeceklerdir. Bu yuzden de her seferinde bu tur gelismeler yasandiginda panikleyip frekansinizi dusurmeyin. Soruna degil hep cozume odaklanin o zaman kendinizi An'a getirirsiniz.

Tekrar hatirlatayim, bitmekte olan hersey, tutunmak icin daha cok hircinlasip, saldirganlasip, yaralayacaktir. Insanlarin sosyalizm tarzi yonetimleri istemeye hazirlamak icin, simdiki yonetimler cok azginlasacaktir. Ama biz guclu ruhlar hepsiyle bas edecek kadar deneyimli ve sabirliyiz. Oyle yada boyle eski enerjiye ait her ne varsa, cokecek, bitecek veya donusecektir. (insanlari da kapsiyor) Buna direnis anlamsizdir. Dalgaya karsi savasmaktir. Bu savas onlari eninde sonunda bogacaktir.

Yeni enerji daha hafif, daha seffaf, sevgi, sifa ve sevkat doludur. Eril enerjinin baskilari, yakiciligi, hakimiyeti sonlaniyor artik. Yeni dunyayi disil enerji yenileyecek ve insa edecek. Bu yolda ilerlerken, olmasi gerekenler olacak. Simdi bize korkunc gelen bazi olaylar, ilerde daha iyi kararlar almamizi ve dogru onlemler almamizi saglayabilir. Bunu anlamamiz icin biraz sabirli olmamiz lazim. Icinde bulundugumuz duruma takilip, kisir dongude tukenmeyelim. Sorunu gorelim ama hemen cozume odaklanalim...Kendimizi an'a getirelim. Huzuru, mutlulugu, hafifligi hissedelim ve pozitif yaratimlarimizi guclendirelim. Unutmayin; biz boyle oldugumuz icin dunya oyle...

isiginiz ve sifaniz bol olsun!

Aasma Estefan


6 yorum:

Eski Türk öğretileri "Korku bütün kötülüklerin anasıdır" der. Eğer birisi sizi herhangi birşey ile korkutmaya çalışıyorsa bilin ki elinizden özgürlüğünüzü almaya çalışıyordur. Hepimiz korkularımız nedeni ile kendimize sığınaklar inşa ediyoruz, ancak bu sığınaklar, hem özgürlüğümüzü kısıtlayan,hem de kötülüğe yerimizi bildiren zindanlar haline geliyorlar. Kendi kendimizi zincire vurmamız doğru bir hareket olur mu? Yönümüzü ışığa dönüp yürürsek karanlık arkamızda kalacaktır. Rüzgarda savrulacak, yağmurda ıslanacak, toprakta bekleyeceğiz ki bugün tohumken yarın ulu ağaç olup meyve verecek, göğe uzanacağız. İş korkup kaçmaya geldi mi minik bir tavşan bile insandan daha beceriklidir. O nedenle ışık hizmetkârlarına korkmak düşmez. Yaşadığımız sıkıntılara illaki bir isim koymamız gerekiyorsa eski Türklerin dediği gibi "var olmanın ödülü" diyebiliriz. Acıyı,zorluğu ve kaybetmeyi; kazanmayı, sevinci ve en önemlisi sevgiyi hissettiğimizde neyin farkına varıyoruz? Var olduğumuzun. Biz varız, evrenle etkileşime giriyoruz. Etkileniyor ve etkiliyoruz. Yoldayız ve yürüyoruz. Eğer bugünümüz dünden karanlıksa yanlış yoldayız. Aasma Hanımın da dediği gibi evreni karşımıza değil arkamıza almalıyız. Rüzgarı, akıntıyı karşımıza alırsak ya savrulur ya da güç bela yerimizde sayarız. Ancak arkamıza alırsak onların gücü ve aklımızın iradesi ile yol alırız.

Unutmayalım ki güç, tabiatı gereği daima akışkandır, yerinde durmaz. Gücün şu anki konumu bizleri korkutmasın ümitsizliğe sevk etmesin. Gücün, karanlığın elinden kayıp gittiğini görüyoruz, Dünya gözlerimizin önünde bizlere konuşuyor: " Bakın ve görün! İnsanların en kudretli sistemleri, silahları, aletleri benim en zayıf, en küçük (virüs) müdahalem karşısında bile çaresiz! ya kibirinizi, bencilliğinizi yenersiniz ya da o kibirinizde bencilliğinizde boğulursunuz." Bunu nereden mi anlıyoruz? Corona virüsün gen haritasını inceleyen son çalışmalar bu virüsün laboratuvar üretimi olmadığını, doğal olduğunu ispatladı. O zaman bize düşen nedir? Dünyanın sözünü dinlemek yani mesafemizi korumak, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ve stres ve anksiyeteden uzak durarak bunların vücudumuza olan yan etkilerini kendimizden uzak tutmaktır.

Biz yürümeye devam ettikçe hiçbir yokuş sonsuz, hiçbir karanlık sürekli değildir.

Sevgi ve saygı ile

Agziniza, elinize saglik Musa bey. Cok guzel aciklamissiniz. Tesekkur ederim. Iyiki sizler gibi ruhlar var dunyada..

Sevgili Aasma blog yazinizi bekliyordum..zaman ayirdiginiz icin cok tesekkurler..

Bilgilendirme için teşekkür ederim sevgili aasmaestefan.

Bayadır yoksunuz yazılarınız yok iyi misiniz ?

Yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyorum ve sizi seviyorum ♥️

Yorum Gönder