21 Kasım 2014 Cuma

Hepimiz Bilmeden Zamanda Yolculuk Yapiyoruz




Insan  mucizevi bir varliktir. Inanilmaz gucleri var ama uyuyan insanlar bunun farkinda degiller. 2012 yilindan itibaren Dunya'miza gelen guclu enerjilerin etkisiyle dogada, hayvanlarda ve insanlarda hizli bir uyanis var. Uyanmis insanlar bu guclerini kesfetmektedirler. Bazilari ruyalarla ogreniyor, bazilari astral yolculuklar yaparak, bazilari da ucuncu gozunu acarak kesfediyor. Bu uyanmalar  hizla devam edecektir. Ozellikle 2012'den itibaren dogan cocuklarda medyumluk ve ustun zeka ozellikleri gorulecektir. Ogrenme bireysellige inecektir. Herkes uyurken ve uyanikken bireysel olarak bilgi akisina maruz kalacaktir. Ister istemez bilgiye ve ogrenmeye karsi  merak artacaktir. Artik yaraticiyi bireysel olarak kesfetme donemi gelmistir. Dunyamiz ve ustundeki varliklar bir ust frekansa sicrama yapiyor.

Aslinda bizler bircok parallel evreni ayni anda yasiyoruz. Elbise gibi kullandigimiz fiziksel bedenimizle, fiziksel olan bu dunyada yasiyoruz. Gozlerimiz sadece fiziksel  olan varliklari gormeye endeksli. Yani kisacasi bu dunyadaki islevlerimize endeksli. Birbiriyle icice olan diger paralel boyutu ve varliklari goremiyoruz. Cunku gozlerimiz perdelidir. Diger boyutta hem insan hem hayvan gorunumlu varliklar, konusan hayvan varliklar veya urkutucu gorunumlu varliklar var. Zayif olan insan bunu gordugunde korkmasin diye gozlerimiz perdelenmistir. Cok eski zamanlarda insanlar cok gelismis bir zekaya ve spiritual hayata sahipken ucuncu gozleri acikti ve diger boyutlardaki varliklari gorebiliyorlardi. Onlarla konusabiliyorlardi. Fakat guc ve hirs duskunu olan insanlar o varliklardan buyu, sihir ogrenip baska insanlara zarar vermeye baslayinca; ucuncu gozlerimizin etkinligi perdelenmis. Bugun antik kazilarda ortaya cikan yari insan yari hayvan bedenli heykellerin anlatmaya calistigi da budur. Bu bilgiler zamanla efsanelere, masallara donusmus.

Biz uyuduktan sonra bedenimiz sarj halindeyken kendinden gecer ve fiziksel dunyayla iliskisi kesilir. Diger boyutlara yada baska paralel evrendeki diger hayatlarina gecis yapar. Oraya ucungu gozuyle uyanir. Oradaki tanidiklariyla gorusur, isini gucunu yapar sevdiklerini gorur ve tekrar kati bedene donup uyudugu yatakta bu dunyaya iki gozuyle uyanir. Biz bu gecislerden ve  yasadiklarimizdan aklimizda kalan kirintilari uyaninca ruya diye tanimliyoruz. Bizim ruya diye tanimladigimiz olaylar aslinda diger evrenlerdeki yasamlarimizdir. Cogumuz uyaninca ruyalarimizda bazen baska kisilerle evli oldugumuzu, cocuklarimiz oldugunu, yemek yapip, islerde calistigimizi..alis veris yaptigimizi , bu dunyada hic araba kullanmamisken ruyada araba kullandigimizi hatirlayabiliriz. Iste butun bu hatirlanan yasamlar parallel boyuttaki diger hayatimiza aittir. Bizler aslinda bu dunyada sadece uyanikken yasiyoruz. Burda uyanikken diger boyutta uyuyoruz, burda uyurken diger boyutta yasiyoruz. Her hayatimizda ayni veya farkli kisilerle evli olabiliriz.

Ruhumuz zaman yolculuklarini nasil yapar?

Bedenimiz uyku esigini gectikten sonra; uyuyan bedenlerin bas ucunda bir yuvarlak yildiz gecidi tuneli acilir. Ruhumuz beyaz bir isik, bir enerji topu seklinde  vucudumuzdan cikar ve bu yildiz gecidinden gecerek  zamanda yolculuklar yapar ve zamanda ileri geri gider. Olmus yada olacak olaylara tanik olur. Ucarak yukaridan yada bazende yere yakin ayaklar yere deymeden, yan taraftan gizlice izler. Bu gecisler cok hizli oluyor. Saniyeden bile daha hizli. Bizler bu yolculuklari yaparken yataktaki fizik bedenimizde, kalp chakrasi hizli bir pervane seklinde doner. Isimiz bitince tekrar ayni tunelden bedenimize geri doneriz. Bedene geri donerken elle burusturulan bir musamba sesi gibi bir ses cikar. Iste bu gelis gidislerde bazen gorduklerimizi unuturuz fakat o olayi zamani gelince yasadigimizda hatirlariz ve buna da dejavu deriz. Eger bizim zamanda bulundugumuz bir ortama gelecekten bir kisi yolculuk yapmissa vede biz bunu bilmeden resim cekiyorsak, o kisi holografik olarak o fotografta cikabiliyor. Bunun tarihte bir cok ornegi var ve aciklanamamistir.




Uyanikken nasil  zamanda yolculuk yapariz?

Ucuncu gozumuz (halk arasinda kalp gozu) vasitasi ile yapariz. Eger ucuncu gozunuzu acmayi basarabilmissek, iki gozumuzu kapatinca gelecekte olacak veya gecmiste olmus olan bir olaya bakabiliriz. Neler olacagini goruntu seklinde goruruz. Buda bilincimiz yerindeyken yaptigimiz zaman yolculugudur. Bu becerisini cok ilerletip, televizyon ekrani gibi saydam ekran acip birbiriyle konusan insanlar var.

Sevgiler!
Aasma

7 yorum:

Ufuk açıcı bir yazı olmuş. Hayal edilebilen herşeyin gerçek olabileceğini düşünen biri olarak kanaatimce mümkün olabilecek bir durum. Örneğin bir belgeselde Einstein'ın odasında münzevi bir halde uzay ve zamanda bilişsel yolculuklar yapmaya çalıştığını duymuştum.

Bende bizzat yasiyorum. Birseyler yasayinca ne oldugunu merak edip arastiriyorum ve baskalarininda ayni deneyimi yasadigini ogreniyorum. Ondan sonra yaziyorum.

Kardeş gaybı Allaht(cc.) Başka kimse bilemez geleceği bilemezsin o yüzden yukardaki o yeri düzeltmek bence
insan şuanda ve geçmişte olan şeyleri bilir

Bize gore gelecek, bir baska boyutta gecmis olabilir. Zaman ve mekan sinirliligi sadece fiziki dunyamizda var. bu yuzden yasanilmamis olani gelecek diye tanimliyoruz. Oysa spiritual oldugunuzda, ust boyuta girip cikmayi ogreniyirsunuz ve bu giris cikislarda, aslinda evrende var olupta, ama dunyamizda hala olmamis olan seyleri ogrenebiliriz. 21 gun boyunca 33 Er kez, el gayp deyin, kalbiniz guzelse eger, gayp kapilari acilir size.

Selam , yazinizi okudum.ama bu yazdiklarinizin kaynagi nedir ? Yani sadece tahminlere dayanarakmi yaziyorsunuz.cunku okudugumda sadece kisisel gorus acisina gore yazilmis gibi gozukuyor.oyleyse goruslerinizin dayandigi bir kaynak varmidir?

Kendi tecrubelerimi odak noktasi yapip,yaziyorum. Kanit istiyorsaniz kalbinize sorun. O size bilginin dogru olup olmadigini soyler. Hala kalple iletisim kuramayip, zihinde yasiyorsaniz; o zamanda arastirma yapip gercege ulasin. Zihninizi ikna edin.. Sevgiyle..

yazılarınızı merakla heycanla okuyorum saygılar

Yorum Gönder