İnanca Göre Degil, İmana Göre Yaşa!
İnanc disaridan;yani insandan gelen ilme dayanir. İman ise kalptedir. İlmi sadece Allah'tan gelir. Biz dogarken kalbimizde imanla dogariz. Ama 7-8 yaslarindan sonra kalbimiz muhurlenir. Sonra tekamulumuze gore muhur kalkarsa imani yeniden buluruz yada muhur kalkmaz, imandan habersiz inancimizla yasariz. İmanınız yoksa, kıldıgınız namaz veya tuttugunuz orucun onemi yoktur. Su anda insan olarak imandan cok inanc etkisindeyiz. Kalbimizle degil, beynimizle yasiyoruz. Duyduklarimizla, ogrendiklerimizle, gorduklerimizle kendimize bir inanc sistemi olusturuyoruz ve beynimizde yasiyoruz. İmani ve kalbi unuttuk.
İman ve inanç, kendisini bilgin alim zanneden kişilerin peşinden sürüklenmek değil; inanarak kalbimizle iman ettiğimiz konularda aklımızı kullanarak gerçeğin kabüllenilmesidir. Din Allah'a imani emreder. Bu iman O yüce varlığın koyduğu sisteme uymak, sevgi,hoşgörü içinde insan olmayı ve insan gibi yaşamayı hedefler. İmani olan bir insan; hayvanlara, dogaya, agaclara, nehirlere, gollere, topraga, havaya, insana zarar veremez. Insanlar arasinda din, dil, mezhep, irk, renk, ateist, dindar, kindar, mumin, Kemalist, muhafazakar, alevi, sunni, sii, safi, kizilbas, selefi, Kurt,Turk,Ingiliz, Fransiz, Yahudi, hiristiyan, musluman, basi acik, basi kapali ayrimi yapmaz, yapamaz. Bunlarin hepsinin bizi bolmeye calisan dis guclerin tuzagi oldugunu bilir. İmani bu siniflandirmaları yapmasına izin vermez. Çunku hepsinin de Allah'in yarattigi degerli varliklar oldugunu bilir. Hepsini de esit derecede sever, baristan yana olur.
Bugun devletler planli bir sekilde; egitim sistemini, televizyon, medya ve dini merkezleri kullanarak insanlarin inanc sistemini degistiriyorlar. Neyin dogru veya yanlis olduguna, dini kullanarak kendileri karar veriyorlar ve belleklerimize yerlestirip bizim buna inanmamizi sagliyorlar. Her gelen hukumet farkli bir inanc sistemini beyinlerimize yerlestiriyor. Bu sekilde toplumlari kendi istedigi dogrultuda hizaya getiriyorlar. Insanlari, kendilerine aclikla, dinle, sadaka sistemiyle baglayip istedigi sekilde yonlendiriyorlar.12 yil once İslamda haram yemek gunahti. Calmak gunahti. Bugun oyle bir noktaya gelindiki "Caliyor ama bize de bakiyor" veya "Islam yolunda calisiyorsa, calmak haram degildir" deniliyor. Iste inanc budur. Degiskendir. Dun inandiginiz birsey yarin degisebilir. Oysa iman sabittir, asla degismez. Sartlar ne olursa olsun iman degismez.
İnsanların kendilerinin yarattığı haram ve yasaklar, şu helal bu serbest gibi sapkın kişilerin koyduğu kaidelerle onlara hizmet için uydurulan konulara inanmak iman değildir. İnanıyor olmaktan öteye gitmez. İçinde şüphe taşır. Bu gibi şeyler dine ilavedir, şirktir. Asla burada iyi niyet yoktur. Insanlar uzerinde guc sahibi olmakla ilgilidir. Su anda Turkiye'nin icinde bulundugu durumu degerlendirirsek, insanlarin inanciyla bilinerek oynanmis ve adeta kişilere, nesnelere tapınan bir toplum olusturulmustur. Birileri ilahlaştırılmistir hatta Mehdi olarak gorulmeye baslanmistir.
Allah ayetlerin de insanlara aklını kullanmalarını öğütlüyor. Duygu ve düşüncelerini aklı ile harmanlayıp inandığı doğruları dumura uğratanlarda iman zayıflığı meydana gelir. Başkalarının doğrularınin peşine takılır, inancının esiri olur. İman, kalbimizin bir eylemidir. İman inandığımızın onayıdır. Gerçekleri örtenlerden, doğruları çıkarları için gizleyenlerden sapkın oluşumlardan uzak durmak imanın esasıdır. İnsanları zorla inandırarak imanını etkilemek olmaz. İnansa bile iman ettirmek zordur. İmana donup kalbimizle yasamayi ogrenmezsek, baskalarinin bize dayattigi yalan bir din ve inancla yok olup gideriz. Iman sadece kalptedir. Kalbin muhurunu kirin ve sevgiyi, barisi, yaraticiyi kesfedin.
Derleme
Sevgiler!
Aasmaestefan@gmail.com
2 yorum:
Sevgili Aasma o kadar güzel anlatmişşinizki suan ki müslümanlari durumu. Çok vahim.
Birey degişmedikce toplum degişmez ve bir gün gelir ki o toplüm yok olur .
Tesekkur ederim! Kalbi guzel olan,sadece guzelligi gorur derler...Sizde kalbinizden yansiyani gormussunuz.sevgiler
Yorum Gönder