20 Şubat 2015 Cuma

Hoerbiger’in Gezegenler Teorisi ve Tiahuanaco Gizemi

Hoerbiger'e göre, günümüzdeki Ay, Dünya'nın dördüncü uydusudur. Tarih boyunca üç Ay daha vardır. Bunlar sırasıyla Dünya'ya düşmüşlerdir. Ama bu seferki, öncekilerinden çok daha büyük olduğu için çok daha büyük felaketlere yol açacaktır. Dünya'da dört büyük jeolojik dönem yaşanmıştır. Çünkü geçmişte dört uydu vardı. Bugün dördüncü zamandayız. Bir Ay Dünya'ya düştüğünde ilk parçalanmadan oluşan halka Dünya'ya düşüp, yer kabuğunu örter. Bu da her şeyi fosilleştirir. Normal dönemlerde gömülen organizmalar fosilleşemezler, sadece çürürler. Ancak bir Ay'ın düştüğü zamanlarda fosilleşme olabilir. İşte bu yüzden jeolojik zamanları ayırt edebiliriz. Bir uydu yaklaştığı zaman birkaç bin yıl boyunca Dünya'ya çok yakı bir yörüngede olur ve yerçekimi çok azalır. Yaratıkların büyüklüğünü belirleyen şey çekim gücüdür. Bu yüzden, uydunun yakın olduğu dönemler, devleşme dönemleridir. Birinci jeolojik dönemde büyük bitkiler ve böcekler, ikinci dönemin sonunda dinozorlar oluşmuştur. Ani değişimler olmamaktadır, çünkü kozmik ışınlar çok güçlüdür. Daha sonra ise dev insanlar oluşur. Tevrat'ın Tekvin bölümü devlerin 900 yıl yaşadıklarını anlatır. Bunun sebebi, ağırlığın olmamasından dolayı organizmanın geç yaşlanmasıdır. İkinci dönemin sonundaki felaketten ancak birkaç tür hayatta kalır ve bunlar giderek küçülürler. Üçüncü zaman Ay'ı yörüngeye girdiği zaman daha akıllı bize göre normal insanlar türerler. Gerçek atalarımız bunlardır. Bununla beraber atalarımızla beraber eski devler de hala yaşamaktaydılar. Atalarımıza uygarlığı öğretenler bunlar. Devler insanlara tarım, madencilik, sanat, bilim, metafizik bilgileri öğrettiler. Bu dönem Altın Çağ olarak bilinen dönemdir. Bu dönem çeşitli mitolojilerdeki devler ve tanrıları, Mezopotamya'nın dev krallıklarını açıklar.
Ve sonra üçüncü dönem Ay'ı da yaklaşır, çekime kapılan sular yükselir. İnsanlar ve devler en yüksek tepelere çekilirler ve bazı merkezler oluştururlar. Hoerbiger ve takipçileri buraları Atlantis olarak nitelendirirler. Hoerbiger'in İngiliz taraftarı Bellamy, Güney Amerika'da, And Dağları'nda 4000 metre yükseklikle, 700 kilometre uzunlukta bir bölgede deniz tortuları bulunur. Bunlardan da üçüncü zamanın sonunda ortaya kadar yükseldiği sonucu çıkartılır. O dönemin uygarlık merkezlerinden biri Bolivya'da bulunan Titicaca gölü yakınlarındaki Tiahuanaco'yu.




Bu kentin kalıntıları yüz binlerce yıl öncesinden kalmadır. Daha sonraki uygarlıkların hiç birine benzemez. Hoerbigercilere göre orada devlerin izleri açıkça bellidir. Yine Hoerbiger'in taraftarlarından olan Alman arkeolog Kiss, 1928 ile 1937 yılları arasında Tiahuanaco'da bir kapı incelemiştir.

                                                            Gunes Kapisi

Kapının en az 100.000 yıl öncesine ait olması gerekiyordu. 10 ton ağırlığındaki kapının süslemelerinin üçüncü zaman astronomları tarafından yapılmış bir takvim olduğu ileri sürülmektedir. Bu süslemelerde Ay'ın görünür ve gerçek hareketleri, Dünya'nın da dönüşü göz önüne alınarak işlenmiştir. Bundan çıkan sonuç ta Tiahuanaco'nun üçüncü zaman sonunda devler tarafından kurulan bir deniz uygarlığı olduğudur. Tiahuanaco, aynı tipteki beş merkezden biridir. Orada aynı zamanda da büyük bir liman ve rıhtım kalıntıları da bulunmuştur. Diğer merkezlerin Yeni Gine, Meksika, Habeşistan ve Tibet'te olduğu anlatılır. Devler, üçüncü Ay'ın da yörüngesinin daraldığını ve zamanı gelince düşeceğini biliyorlardı. Sular alçalacak ve beş büyük merkez ortada kalacaktı. Meksika'da Toltekler, Dünya'nın geçmişini, Hoerbiger'in görüşüne göre açıklayan yazıtlar bırakmışlardır. Günümüzden 150.000 yıl once devler de uygarlıklarını kaybederler. Yönettikleri insanlar eski vahşi hallerine dönerler. Hoerbiger, Dünya'nın 138.000 yıl boyunca Ay'sız kaldığını hesaplar. Ay'sız dönemlerde cüceler ve bazı önemsiz, küçük hayvanlar türer ve son kalan devler bir krallık kurarlar. Bu krallık 10' K ile 60' K enlemleri arasındaki bir düzlüğe yerleşir ve İkinci Atlantis kurulur. And Dağları'ndaki Atlantis ve çok sonra kurulan Kuzey Atlantik'teki ikinci Atlantis'tir ve Platon'un bahsettiği Atlantis ikinci Atlantis'tir. 12.000 yıl önce günümüzün Ay'ı, Dünya'nın yörüngesine girer. Yeni felaketler olur, denizler kabarır, Buzul Çağı başlar ve Atlantis batar. Bu da kutsal kitaplarda anlatılan Tufan ve kıyamet olayıdır.

                                 Tiahuanaco'da Bulunan Dev Heykelin Sirri 



Uzak geçmişimizle ilgili birçok teori olduğunu bir yazımda belirtmiştim. Bunlardan biri de "geçmişte, dünyamızı uzaylıların ziyaret ettiği, hatta gen mühendisliği teknolojisiyle insanı yarattığı, ya da gelişimini hızlandırdığı, ve insanların bu uzaylıları 'tanrı' kabul ettiği" şeklindeydi. İşte bu düşüncedeki yazarlardan biri olan Erich Von Daniken'in kitabından bir alıntı yapıyorum.. İddialarına katılmasanız da verdiği bilgileri ilginç bulacağınıza inanıyorum.. ..."Bir baska akıl almaz kalıntı da, Eski Tapınakta bulunan yedi buçuk metre boyundaki Büyük Put’tur. Tek parça kırmızı kum taşından yapılan put, yaklaşık olarak yirmi ton ağırlığındadır. Ancak asıl büyük şaşkınlık, putun üzerindeki yüzü aşkın sembolün kazılmasındaki ustalık ve düzgünlükle, saklandığı tapınağın ilkelliği arasındaki çelişkiden doğmaktadır. Aslında tapınağa ‘eski’ denmesinin nedeni, yapımında kullanılan ilkel tekniktir. H.S. Bellamy ve P. Allan, ‘The Great Idol of Tiahuanaco’ (Thiahuanaco’nun Büyük Putu) adlı kitaplarında putun üzerindeki sembollerin anlamlarını deliller göstererek açıklamışlardır. Varılan sonuçlar, temeli küre biçimli bir dünya olan çok büyük bir astronomi bilgisinin puta aktarıldıgını göstermektedir. Sembollerin belirttiği olaylar, Hoerbiger’in 1927′de, yani putun bulunmasından beş yıl önce, yayınlandığı ‘Gezegenler Teorisi’nde sözü edilen olayların aynısıdır. Gezegenler Teorisi’nde, bir gezegenin dünyamızın çekim alanına girdiği ve aradaki uzaklık azaldıkça, dünyanın dönüş hızının da azaldığı ileri sürülür. Teoriye göre, gezegen sonunda parçalanmıs ve ay oluşmuştur. Putun üzerindeki semboller, bir gezegenin 288 günlük bir yılda dünya çevresinde 425 tur yaptığını belirtir. Bu olağanüstü olay, Hoerbiger’in görüşünü doğrular görünmektedir. Beilamy ve Allan putta, uzayın 27.000 yıl önceki durumunun anlatıldığını belirtmekte ve «Puttaki yazılar ileriki kuşaklara olanları anlatacak bir kayıt izlenimini veriyor.» demektedirler. Yüksek değeri olan bu antik esere ‘eski bir tanrı heykeli’ deyip geçemeyiz. Üzerindeki sembollerin anlamları kesin olarak açıklandığı için karşımıza şöyle bir soru çıkar: «Bu astronomi bilgisini, yapı sanatında bile pek geri olan ilkel insanlar mı bir araya getirmişti, yoksa bu bilgi dünya-dışı bir kaynaktan mı gelmişti?» Hangisini kabul edersek edelim, gerek putun, gerekse takvimin üzerinde böylesine karmaşık bir bilgi kütlesinin bulunması, tüyler ürperticidir.
 Tiahuanaco’daki sırlar bunlarla da bitmiyor. Şehir, yerleşme bölgelerinden kilometrelerce uzağa ve 4.000 metre yükseğe kurulmuş, ulaşmak için Cuzco’dan (Peru) yola çıkmak, günlerce demiryolu ve kayıkla yol almak gerekiyor. Şehrin bulunduğu yüksek plato, bilinmeyen bir gezegenin yüzeyini andırıyor. Atmosfer basıncının deniz düzeyindekilerden yarı yarıya az oluşu ve oksijenin de aynı oranda düşük bulunması, insan gücü gerektiren işleri bir işkence haline getiriyor. Ama yerleşmenin kalıntıları bütün bu engellerle alay eder gibi göğe yükseliyor. Elimizde Tiahuanaco ile ilgili gerçek olduğu bilinen bir gelenek yoktur. Bu da bilginlerin, kalıtım yoluyla günümüze gelen tam ve doğru öğretilerine dayanarak, şehrin sakladığı sırları çözmesini engeller. Kalıntıların üzerine, geçmişin esrarengizliği, karanlığı ve bizim bilgisizliğimiz sis gibi çökmüştür...."
                   Bu yerlerde insanlik icin cok onemli bilgiler mevcut. Gezilip gorulmelidir.

 Derleme
Kaynaklar:
http://www.viewzone.com/tia.html
http://www.ancient-wisdom.co.uk/Boliviatiahuanaco.htm
http://gizliilimler.tr.gg/
http://ercan-bas.blogcu.com/tiahuanaco-nun-buyuk-putu/8913769
Aasmaestefan@gmail.com

0 yorum:

Yorum Gönder