24 Haziran 2014 Salı

Ücüncü Gözle Bilinmeyene Yolculuk


Insanlar ve hayvanlar ruh dedigimiz enerji bedenden ve madde bedenden olusmaktadir. Geceleri uyurken, vucudumuz enerji toplarken, dinlenirken, ruhumuz gezintiye cikar. Bu gezintiye 'Astral yolculuk' denir. Astral yolculukla gordugumuz, gezdigimiz yerler ve kisiler biz insanlarca uyandigimizda ruya olarak yorumlanir.

Aslinda ruya dedigimiz sey, astralde yasadigimiz deneyimlerimizdir. Bazen bu yolculuklarda gelecege gideriz, bazen gecmise..bir onceki hayatlarimiza ziyaretlerde bulunuruz. Bu yuzden ruyalarimizda (astral yolculugumuzda) kendimizi; hic tanimadigimiz kimselerle, hic gormedigimiz yerlerde bulabiliriz. Aslinda biz onlari bir onceki hayatimizda tanimistik ve bedenden cikan ruh, bu bilgilerin hepsini hatirlar. Bedene donusunde bu bilgiler tekrar hatirlanmaz hale gelir. Cunku Dunya uzerindeki her yeni hayatimiza, onceki hayatlarimizi unutarak sifir bilgiyle baslariz ki kafamiz karismasin, psikolojimiz bozulmasin.

Gecmis yasamlarimiza ait bilgi ve anilari; cogunlugu cocuklar olmakla beraber pek az ruh hatirlar. Ornegin, ozellikle Antakya, Adana ve Mersin dolaylarinda cok gorunen reenkarnasyon vakalarinda oldugu gibi. O vakalar incelendiginde, hepsi cocuk olan bu kisiler, bir onceki hayatlarinda kim olduklarini en ince ayrintisina kadar hatirliyorlar. Ancak 11-12 yaslarindan itibaren yavas yavas unutuyorlar. Sonra da dunya uzerindeki fiziksel hayata adapte oluyorlar. Bence bu bilgileri bir kenara yazip, hafizamizi canli tutmak gerekir. Hatta boyle kisiler ruyalarini her gun yazmalilar. Ben bu tur ruhlarin ozel olduguna inaniyorum. Onceki yasamlarini hatirlamak, seviye olarak yuksek bir boyuttan gelen ruh oldugunun kanitidir bence.


Bizler bu dunyaya aslinda deneyim kazanmak icin geliriz. Tipki ilkokula baslamadan once anaokula giden bir cocuk gibi. Bir sonraki hayatimiza hazirlik yapmak amaciyla geliriz. Burda ogrendiklerimizle bir ust boyuta gececek yeterlilikte olana kadar reenkarne olmaya devam ederiz. Gercek yasam, diger boyutlardaki yasamlarimizdir. Nicin fiziksel bedende geldigimizi hatirlayanlara 'Uyananlar' denir. Maalesef dunya uzerinde insanlarin ancak yuzde 25 civarinda bir kesimi su an uyanmistir. Bu kisiler, neden burada oldugunu ve ne yapmasi gerektigini bilir ve calismalarini bu yonde gerceklestirir. Bende o sanslilardan birisiyim. Sekiz ay once uyandim. Bir bebek gibi adim adim herseyi ogreniyorum. Butun bu uyanan ruhlar, evrimine uygun ust boyutlara gecerek kurtulacak olan ruhlardir. Oradaki ailesine, gercek yasama kavusacak olanlardir.

Uyanamayanlar ise tekrar deneyim kazanmak icin yeniden dogacaklardir. Reenkarne dedigimiz olay da budur.

Fiziksel bedenler maalesef dunya uzerinde, devletlerin uyutma yontemlerine kurban olup, medya, tv, diziler, din, cinsellik, teror, icki, sigara ve uyusturucu gibi faktorlerle uyutuluyorlar. Insanlar; ne oldugunu, kim oldugunu, nicin burda oldugunu unutmus, fiziksel yasamin icine dalmis ve uyusmustur. Oysa gercekleri ogrenip bir uyansalar, hem kendilerini hem de sevdiklerini kurtarcaklar.

Astral yolculuklar derin uykudaki bedenlerde ruya seklinde hatirlanir demistik. Yari uyanik veya hipnoz halinde yapilan astral yolculuklarda bilincimiz aciktir ve gordugumuz, gezdigimiz yerleri bizzat canli gibi yasariz. Ama enerji bedenimizle yasariz. Bilinc olarak gezeriz. Fizik beden yerinde durur. Astral yolculuktaki en buyuk etkenimiz ucuncu gozumuzdur.


Iki kasimizin tam ortasinda biraz yukarida alnimizin uzerinde diger boyuta acilan gozumuz vardir. Buna ucuncu goz veya ruh gozu denir. Ucuncu goz cocukken aciktir. Zamanla buyudukce kararir, kireclenir ve kapanir.Yiyecekler ve icecekler, seker, klorlu su ve floridli dis macunlari ucuncu gozumuze zarar verir, kireclenme yapar ve tembellestirerek karartir. Ileriki yaslarda eger bu bilgiye ulasip ucuncu gozunuzu acmak istersek; yiyecek ve icecek konusunda diyet yapmaniz gerekir. Klorlu sudan, floridli dis macunundan uzak durmaniz gerekir. Ozellikle kirmizi et yemeklerine veda etmemiz gerekir.Tamamen organik meyve, sebze tuketmeliyiz. Sirkeli su icmeliyiz. Ayrica bolca yoga, meditasyon yapmamiz gerekir.

Ucuncu gozumuz bizim yildiz gecidimiz gibidir.Tipki "Mesaj filminde oldugu gibi" Hazir oldugumuzda solucan deliginden gecerek diger boyutlara ulasabiliriz. Zamanda ileri geri gidebiliriz. Hatta dunya uzerindeki dostlarimizla ordan telepatik olarak gorusebiliriz. Ucuncu gozu acik olanlardan bazilari, hayvan insan karisimi varliklar gordugunu soylerler. Ben boyle seyler henuz gormedim. Bence ucuncu gozde herkes kendi o anki titresimine uygun seyler gorur. Tipki bir anten gibi.. Ne kadar yuksek frekansi cekersek o kadar ust boyuta ait veriler aliriz. Korkarak bakarsaniz, frekansiniz duser ve o frekansa uygun veriler alirsiniz. Bu yuzden de hep en yuksek titresime demirlenmeniz lazim..Sevgiye...

Her ne olursa olsun, her bireyin yasamasi gereken inanilmaz bir deneyimdir bu. Arastirip ogrenilmeli ve gercekler kabullenilmelidir. Biz aslinda Tanri'dan bir parcayi icimizde tasiyoruz. Eger istersek ona ulasabiliriz ve O'nunla bu sekilde bag kurabiliriz. Cunku biz O'yuz, O'ndaniz.



Sevgiler!

Aasmaestefan@gmail.com

1 yorum:

Yorum Gönder