20:34 -
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi,Ey Türk Gençliği! Gorevini Hatirla!,Turk Gencinin Gorevleri
3 comments
Ey Türk Gençliği! Gorevini Hatirla!
Ataturk gibi olaganustu bir dahinin yasamina sahitlik etmis bu topraklarda dogmus ve buyumus herkes, her nefesinde Ataturk'e sukretmelidir. Cunku bu nefesini once yaraticiya sonra da Ataturk'e borcludur. Oyle bir lider gelmemis olsaydi kimbilir su an ulke ne halde olurdu. 1938'den beri Cumhuriyetimizi yikmaya calisiyorlar ama basaramiyorlar. Asla da basaramayacaklar. Bu ongorumu sadece Atamizin ongorulerinden cesaret alarak yaziyorum. Cunku ona guveniyorum. O herseyi gormustu ve biliyordu. Ulkenin birlik ve beraberlik rayindan cikarilacagini, laik cumhuriyetin hedef olacagini, bu kotu gidisata genclerin dur diyecegini biliyordu. Bu yuzden de Turk gencligine buyuk bir onem veriyordu.Ulkeyi; sadece genclige emanet ettigini bir cok soylesisinde dile getiriyordu. Cumhuriyet yikilacak diyenler icin bir kez daha Ataturk'un ongorusunu paylasiyorum: " Benim naciz vucudum bir gun elbet toprak olacaktir. Fakat Turkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktir." Mustafa Kemal Ataturk Ulkemiz su an cok zor bir donemden gecmektedir. Bircok insan hakli olarak buyuk bir endise icindedir. Malesef gericiligin ve ahlaki cokusun yarattigi bir kaostan cikmaya calisiyoruz. Zarar cok buyuk ve Ata'mizin kurdugu 1923 Cumhuriyetinin ayarlarina donme ozlemindeyiz. Bu kotu gidisata dur diyecek tek guc ise; Ataturk'un ongordugu o gencliktir. Ata'mizin Turk gencligi.. Simdi Ata'mizin umudu olan o genclikle iligli ongorulere bir goz atalim: Bursa Nutku (5 Subat 1933) Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.” İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği! Atatürk’ün Türk gençliği ile ilgili 1923’teki bir başka kehaneti: “Sayın gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak. Size, Türk gençliğine bırakacağımız vicdani emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız. Milletin yükselme gerek ve şartları için yapılacak şeylerde, atılacak adımlarda kesinlikle tereddüt etmeyin. Milleti o yükselme merhalesine götürmek için dikilecek engellere hep birlikte mani olacağız. Bunun için dimağlarımıza, irfanlarımıza, bilgimize, icap ederse bileklerimize, pazılarımıza, bacaklarımıza müracaat edecek, fakat neticede mutlaka ve mutlaka o gayeye varacağız. Bu millet sizin gibi evlatlarıyla layık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır.” Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C.II, s.133 Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi: Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Mustafa Kemal Ataturk Atatürk 1933 yılında Mısır Büyükelçisi’ne, Çankaya sırtlarından doğmakta olan güneşi göstererek şunları söyler: “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız! Bugün, günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan, bütün doğu milletlerinin de uyanışını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak daha çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşları, şüphesiz ki ilerlemeye ve refaha yönelmiş olarak gerçekleşecektir. Bu milletler, bütün güçlüklere ve bütün engellere rağmen, bunları yenecekler ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerini, milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı alacaktır. (Burda bagimsizligini kazanan Turk Cumhuriyetlerinden bahsediyor. Bitecek dedigi emperyalizm ve somurgecilik ise aynen dedigi gibi olacak. Olmaya basladi bile...2023'te Cumhuriyetimiz, yuzyillik bir cinar gibi koklerini daha derine salarak kendini daha da saglamlastiracak ve guclenecek. Bagimsizligini kazanmis Turk cumhuriyetleri ile birlikte bir butun olusturacak. Birlikte parlayacaklar. - Kayalarin Oglu - Baris Manco) Sevgili Turk Gencligi! bu ongoruler isiginda gorevini hatirla ve zamani geldiginde gerekeni yap! Unutma! Muhtac oldugun kudret, senin damarlarindaki asil kanda mevcuttur! Cunku sen cok ozelsin! Sevgiler! Aasmaestefan | |
Yararlandigim Kaynaklar: https://bpakman.wordpress.com/ataturk/ataturk-hakkinda/ataturkehanet/ |
3 yorum:
Tavsiye kitap: Sinan Meydan- 1923
Merhaba Aasma Hanım, yüreğim dolu dolu. Biliyorum ki şeytanların yapmak istedikleri olmayacak. Bu millet öyle güçlüdür ki, ihanet içine girenler dışında, hepimizin kanında ruhunda damarlarında uyanmayı bekleyen, Atamız'ın tarihin emri diye nitelendirdiği adeta bir ejderha gibi güçlü ve yakıcı o müstesna kod elbet aktifleşecek hiç kuşku yok. Umutsuzluk Atatürk'ün hiç pirim vermediği bir duygudur. Bir an bile hissetsek içinden geçip gitmeliyiz umuda doğru. Umutsuz durum yoktur umutsuz insanlar vardır. Her zaman sorulacak en önemli soru "şimdi ne yapabilirim". Umutsuzca çöküp oturmak yerine "şimdi ne yapabilirim" diye sormak. Algılarımızı düzenliyorlar. Buna dikkat etmek gerek, çaresiz hissettiğimiz anda çaresiz olmadığımızı bilmeliyiz.çünkü her türlü sorunun çözümünde sonsuz olasılıklar mevcuttur. Hayal edebiliyorsak gerçekleştirebilirİZ de. Ben bu umutsuz enerjinin bize zarar verdiğine inanıyorum, olumsuz olanı imajine etmiş oluyoruz bir yerde. Hayalini kurduğumuz şeyin de gerçekleşme ihtimalini artırıyoruz. O sebeple olmasını istediğimiz şeyi hayal edelim ve dik duralım, biz güçlüyüz Yeniden emperyalizmin iç ve dış odaklarını alt ettiğimizi ve düze çıkıp Atatürk Cumhuriyetini yeniden tesis ettiğimizi hayal edelim. Bu aptallık değil bunun adı artık BİLİM. Çünkü düşünceler zaman içerisinde gerçekleri inşaa eder.
Not: Sinan Meydan'ın bütün kitaplarını da öneririm.
Harikasiniz! Agziniza saglik. Bizim umutsuzluklarimiz, onlarin umutlarini besler. Bu yuzden enerjimizi guzel hayallere harcayalim ki..gercek olsunlar.
Yorum Gönder