5 Ocak 2016 Salı

Ucuncu Boyuttan Ayrilmaya Hazir misiniz?



Bu yaziyi yazmamin sebebi, uyandirilisin hizlandirilmasidir. Cunku yeni uyanacaklar, gelen yogun enerjinin etkisiyle depresif durumlar yasayabilirler. Ucuncu boyuttan koparken, neler olacagini bilmezlerse  yasadiklarini yanlis yorumlayip, kendilerine ruhsal veya fiziksel zarar verebilirler. Bu yuzden neler olabilecegine bir goz atmak faydalidir.

Perdenin diger tarafindan gelen destekle, 2017'deki yukselise daha cok insani tasimak icin; hizli bir uyandirilis basladi. Bunun icin gerekli tum frekans duzenlemeleri, dna aktivasyonlari ve enerji takviyesi yapiliyor. Evrensel bir plan mukemmel bir sekilde isliyor.


Onceden uyandirilmis olanlar bu donemi cok uyuyarak ve surekli topraklanarak rahat atlatabilirler. Ama hala uyanmamis olanlar biraz zorlanacaktir. Cunku; onceden salinan enerjilerle yavas yavas bir uyanis yapamadiklari icin; daha yuksek bir enerjiyle aniden bir sok etkisiyle uyanis yasayacaklar ki buda onlarda bazi sorunlara yol acabilir. Bas agrisi, eklem agrilari, diz- boyun -bel agrilari artabilir. Beslenme ve agiz tadi degismesi, ani kilo degisimleri, sac ve tirnaklarin cabuk uzamasi, ruyalarin degismesi, ates basmalari, bas ve ellerde karincalanma, elektriklenme gorulebilir. Ayrica dorduncu boyut realitesinden gurultuler, sesler duyulabilir, olmus akrabalarin goruntuleri veya ziyaretleri gorulebilir. Dogayi ve hayvanlari hissetme, tum duygulari en ust duzeyde yasayarak asiri duyarli olma durumu olabilir. Bunlar bilinirse, uyumlanma hizlanir.

Yukarida saydigim belirtileri yasamaya baslayanlar bilsinler ki; hasta degiller. Bunlar degisimin isaretleridir. Uyanisin belirtileridir. Ucuncu boyut realitesinden kopusun baslangicidir. Bol bol su icmek, uyumak, yalniz kalmak, topraklanmak, dogada zaman gecirmek, hayvanlarla zaman gecirmek cok iyi gelecektir.

Uyandiktan bir sure sonra dusunceler degismeye baslayinca, farkindalik artinca; insan hassaslasmaya basliyor. Dunyadaki tum haksizliklara, acilara, mutluluklara herkesten daha cok tepki vermeye basliyor. Cunku insan, artik herseyle bir butun oldugunu, 'Bir' oldugunu anliyor. Tas, toprak, su, agac, hayvan, insan ve en kucuk organizmaya kadar her duyguyu hissetmeye basliyor.


Uyanan bilinc, ucuncu boyuttan uzaklastikca, dunyadaki ilizyon yasamla bagi kopuyor ve bir elegin uzerindeki bir kac taneden biri oluveriyor. Kendisiyle beraber elegin ustunde kalanlarla azinliga donusup; kendisini ucuncu boyut realitesinden, dusuncesinden ve insanlarindan soyutluyor. Yalnizligin guzelligini kesfediyor. . .

Ben her zaman sunu derim; En cabuk uyananlar en cok aci cekenler olacaktir. Cunku az bir kitle uyanistayken, olum uykusunda olan diger cogunlugun tum acisini, kederini, carpik sistemin curumuslugunu hissedecek olanlar bu ilk uyananlardir. Uyanis hizlandikca, bilincler acildikca sevgi dahada cogaliyor ve hissedilen acilar azaliyor. O yuzden bir cok uyanmis arkadasimdan duydugum sikayetler hep ayni..sistemin, kendilerini cok uzdugu, bazen insanlarin bu vurdumduymaz hallerine katlanamadiklarini, bu dunyaya ait olmadiklarini, bir an once cekip gitmek istediklerini soyleyip duruyorlar..



Ya siz? Hic kendinizi bu dunyaya ait degilmis gibi hissettiniz mi? Cevrenizde yasananlari anlamakta zorlaniyor musunuz? Dunyaya sanki bir perdenin arkasindan bakiyormus gibi hissediyor musunuz? Bu dunya bana gore degil, olaylari ve insanlari anlamakta zorlaniyorum dediniz mi? Dunyayi terk etmeyi dusundunuz mu? Sisteme karsi gelip, sokaga cikip delicesine bagirasiniz geldi mi? Uyumsuzlugunuzun arttigini ve kimsenin sizi anlamadigini dusundunuz mu? Kendinizi yapa yalniz hissettiniz mi? Onceden zevk aldiginiz ve onemsediginiz herseyin artik bir anlami olmadigini anladiniz mi? Para, mal, mulk, ev, araba sahibi olmanin bir onemi olmadigini farkettiniz mi? Eger bunlari yasiyorsaniz siz de uyanmislardansiniz. Ucuncu boyut realitesinde yasamiyorsunuz artik. Muhtemelen dort veya besinci boyutta yasiyorsunuzdur. Ucuncu boyut yasaminin temeli olan egolar size anlamsiz gelir, frekansinizi dusurur ve kendizi rahatsiz hissedersiniz. Bu yuzden hem o realiteyi yasatacak kisilerden hem de ortamlardan kacip ya kendinizi eve kapatirsiniz yada dogaya kosarsiniz. Yalnizlik en buyuk dostunuz olur. Sizi saf sevgi, baris, huzur ve birlik temelindeki kisi yada ortamlar mutlu edebilir. Artik karanligi aydinlatan bir fenere donusmussunuzdur. Hayirli Olsun! Durumunuzdan sikayet etmeyin, biraz daha sabredin. Acilarimiz, uyanis hizlandikca daha da azalacaktir. Gun gelecek baska alanlardan sadece sevgiyi hissedecegiz. Bizler bunun icin buradayiz. yan cizip onden kacmak olmaz,...  : )


2000'li yillarda dogmus simdinin gencleri ucuncu boyut dunya yasamini anlamakta zorlaniyorlar. Bu yuzden cogu uyumsuluk yuzunden depresyonda. Cunku aileler, egitim sistemi ve cevre kosullari onlarin ruh bilincine uygun degil. Bu gencler dorduncu boyut bilinciyle, ucuncu boyut realitesinin sorunlariyla basetmeye calisiyorlar. Bu yuzden basaramayanlarin enerjileri dusuyor ve dunya hayatindan erken bikkinlik basliyor. Bazisi erken ayriliyor yada gorevini iptal ediyor. Basaranlar birer kurtariciya donusuyor ve isik saciyorlar.


 Hele yeni dogan cocuklar...oyle yuksek boyutlardan dunyaya giris yapiyorlar ki. Bir kac sene sonra onlarin yayacagi isik tum karanligi ve negatifligi yok edecektir....ve Oyledir.



Sevgiler!
Aasmaestefan@gmail.com

20 yorum:

Cok degerli bir beyefendi, bugun e maille bazi bilgiler yazmisti bana. Isik olmasi acisindan, kendisinden de izin alarak burada paylasiyorum.

"Yeryüzündeki maceramız aslında özü itibariyle objektif realiteye ulaşabilmektir. Bizi tüm bu illüzyondan kurtaracak şey doğru bilgi. Hepimizin o bilgi sevgide buluşabilmesini ve mümkün olan başka bir dünya olasılığını dünyaya çekebilmemizi diliyorum. Umuyorum ki en az önyargı ile içinde yaşadığımız Puzzle parçalarını bir araya getirebiliriz. Zira resmin bütününü herhangi bir takıntıyla gölgelemeden görebilmek hayati öneme sahip. Var olan tek şey derslerden ibaret. Hep beraber öğrendik, öğreniyoruz ve öğreneceğiz.
Kasyopyalıların deyişiyle 3. Yoğunluk ve dualite üzerine kurulu bir evrende, bizi var oluştaki olası tüm zararlara karşı koruyacak tek şey bilgidir. Pozitif evrenin bir yarısı ise negatif de diğer yarısıdır ve negatifliğin dünyamız ve kendimiz üzerindeki faaliyetlerine uyanmazsak gerçeği olduğu gibi göremeyiz. Bu anlamda Ra bilgileri, plaides öğretileri ve kasyopya celseleri muhteşem bilgi hazineleridir. Doğru bilgiyi dezenformasyondan ayırmak şu süreçte hayati öneme sahip. Daha çok insanın bu illüzyondan uyanmasını diliyorum. Zira yeni gerçeği böyle yaratacağız. Tek sonsuz yaradanın gücü ve huzuru bizimle olsun."



Fikrinizde elbette özgürsünüz ama bırakın üçüncü boyut ve ötesi saçmalıklarına okuyucu karar versin.Güzel birşeye başladınız ama ilgiyi dagıtıyorsunuz. Peygamberliğe daha bastan soyunmayınız.Aptal yerine koyuyorsunuz insanları.Ezoterik gidiniz yeter.Sizde ordasınız zaten.

Fikrinizde elbette özgürsünüz ama bırakın üçüncü boyut ve ötesi saçmalıklarına okuyucu karar versin.Güzel birşeye başladınız ama ilgiyi dagıtıyorsunuz. Peygamberliğe daha bastan soyunmayınız.Aptal yerine koyuyorsunuz insanları.Ezoterik gidiniz yeter.Sizde ordasınız zaten.

iciniz disiniza yansimis yorumunuzda. Keske o cumlelerin icine 'peygamber' gibi guzel bir kelimeyi eklemeseydiniz. zira nefretiniz o kelimeye bile gecmis. Ben kimim ki peygamber olayim!!,Hassaaaa. Allah askina, peygamberin tirnagi bile olsam, sansli sayarim kendimi. Yazimdan hosnut degilseniz, okumayin ve girmeyin bloguma. Kendinize uygun bir yerde kalin. Herkes yazida kendine gore olani alir, kendine gore olmayani almaz ve terk eder. Bir dahada grlmez. sirf sizin inanisiniza aykiri diye, yazmayimi birakayim. 😊 Kalbimi kirdiniz...umarim icinizdeki tutsakliktak kurtulur ve sevgiyi bulursunuz.

Dünya üzerinde hakim olan düzen, batı medeniyetinin icat edip top tüfek zoru ile (özellikle İngiltere ve Fransa) dünyaya yaydığı para ve ücret karşılığı çalışma düzeni maalesef. Bu düzen maneviyatı tamamen ayaklar altına alıp, tıbbi adı ile altbenlik, diğer adı ile nefsin isteklerini sonuçlarını umursamadan yerine getirmeyi emrediyor ama nefsin doyması yaratılışı itibarı ile mümkün değil. Üstelik tabiatı bile karşılarına almak pahasına da olsa adamlar bu düzenin sürüp gitmesini istiyor. Sadece nefsinin, hevasının peşinden koşmak belki batılı insanlar için uygun olabilir, fakat diğer medeniyetlerin hepsinde kanser etkisi yapmakta. Örneğin, japonları robota dönüştürdü, korelileri yozlaştırdı, çin gibi kadim medeniyeti ruhsuz bir metal ve kimyasal çöplüğüne çevirdi, Rusya ve etkisinde kalanları da aynı şekilde, bizim medeniyetimizde ise ahlak, edep ve saygıyı yok etti, para ve güç bunlardan önemli hale geldi, bu düzeni bir türlü kabul edip oturtamayan Araplar ve Afrikalılar ise batının da yardımı! ile kan ve gözyaşında boğuldu. Bunun farkında olanların ruhları baraja hapsedilmiş taşkın gibi çırpınsa da ellerinden birşey gelmemesi onları kahrediyor çünkü güçleri hakim olanlara henüz yetmiyor. Kendi adıma konuşursam şu noktadan teselli buluyorum, Yaratanın emrine karşı gelinebilir, ama verdiği hüküme asla karşı gelinemez. Hüküm gücün onlar ve onları takip edenlerde olması yönünde. Bu da arifler için bir seferberlik, bir eğitim ve aynı zamanda bir imtihan. Şundan eminim ki zamanı gelince yani arifler hazır olunca Yaratanın hükmü ariflerin kötü niyetli alimlere karşı koyacak güce ulaşması ve onların sebep olduğu zarar ve hasarı ortadan kaldırmak yönünde olacaktır.

Agziniza saglik Musa Bey, cok guzel yazmissiniz.. Bir yere not edin dedigimi..ilahi plan dediginiz gibi mukemmel isliyor. Bu yuzdende insan egosunu azdirarak, insanin kanini emerek zengin olanlar icin sonun baslangici bu sene. onumuzdeki 8 sene icinde olacaklari cok iyi takip edin. 2017 den sonra bu sistemler degismeye ve halk eksenli olmaya baslayacak..hersey duzelmeye baslayacak. Bahsetiginiz arifller is basinda...ben cok umitliyim ve gormek icin sabirsizlaniyorum..saygilar

Adana'da öğrenci iken kebabı yerken baktım ki ha saman yemişim ha kebap.Sene 2003 gibi.O zamandan beri belkide yabancıdır toplum.Hele de son 2-3 senedir.Bu son uyanış nasibi olanı alır diğerlerini nelerin beklediğini acı şekilde göreceğiz.Yeni doğan çocuklar hakikaten bi başka.Teknolojinin artık sadece insan için üretileceği yıllara çok az kaldı.Borsanın olmadığı,antibiyotiklerin unutulduğu bir dünya.Dünyada vazife tamam şimdi sıra gökyüzünde diyeceğimiz günler ise bize değil bir sonraki nesile ait

Evet ayni fikirdeyim. Degisim cok buyuk olacak. Ensesi kalin dediklerimizi , hirsizlari, bankalari, soygunculari, din istismarligi yapanlari, siddetten, bolunmeden, kaostan ve mezhepcilikten beslenenleri zor gunler bekliyor. Yeni nesil ilmiyle bilgisiyle ve yetenekleriyle onlari silindir gibi ezip gececek. yillardir bizden gizlenenler ve soylenen tum yalanlar ortaya cikacak. bu yuzden herkese uyarimdir..gizli sakli isleriniz varsa bir an onceitiraf edin ve gerekli duzeltmeleri yapin. aksi taktide bir sekilde kendiliginden ifsa olur ve geri donulmez zararlara sebep olabilir..

Ben yazının tamamını okuyamadım.Ancak ne kastedildiğini az çok anladım.Ben belirtilere uğramadım ama zaten sorgulayıcı bir kimliğim olduğu için şu durumu mu paylaşmak istiyorum:Birkaç hafta önce bir ya da iki kez, aralıklarla, dünyayı, çevremi ve nesneleri kafamın arka üst bölgesinden gördüm.Bu şöyle birşey sanki ruhum hareket etmiş ve genişlemiş gibi hissettim.Çok şaşırdım yani gözlerim bakış açım kafamın arkasından üst kısımdan bakıyordum cidden neden kaynaklı olduğunu çözmeye çalıştım.Ama bir kanıya varamadım.İnanın herşey o kadar soyut geldi ki ya da anlatamadım madde eşya o kadar soyutlaştı ki gözümde kendimi o an bulunduğum yerden ayrıymış gibi hissettim.Belki bu anlattıklarınızla bir ilgisi vardır diye yazmak istedim.

evet dorduncu boyuttan bakmissin dunyaya. onzaman farkli gorunur bur cok sey. Demekki, sen dorduncu boyut realitesine giris yapmissin. Ruyalar degisir, bu tarz ilginc olaylar aysanir. uyaniklikla uyku arasindaki cizgide, renkler, geometrik sekiller, semboller veya rakamlar gelebilir. nefs terbiyesi hizlanir, onemli olan hersey onemini yitirmeye baslar. degisim hizlanir ve ucuncu boyuttaki yasam seklinden uzaklasilir. gecisler, yukselisler boyle oluyor.

Bu yorum yazar tarafından silindi.

hayir kalp temizligiyle degil, bilinc altinin temizligiyle ilgilidir. Bilinc alti gereksiz cop bilgiyle mesgulken ruyalar net olmaz. Hep karmasik olur. Cunku bilinc altinda egolar, gecmis hayat karmalari, bu hayattaki sorunlarin yarattigi karmalardan dolayi hep karisik ve mesguldur, Gorulen ruyaalrda sacma sapan olur. kambakarisik. Ne zamanki bilinc alti temizligi yapilip, daha sade bir hale gelirse, o zaman hem ruyalar berrakalsir, renklenir ve sade net olur. hemde istedigimiz bir seyle ilgili, olacaklari, zaman otesine giderek anda, bilgi cekebiliriz. Bunu arinmis sade blincle yapabiliriz. Unutma kitli suda goruntu olmaz. berrak suda hersey daha net gorunur.

Aasma estefan sizinle özel irtibata geçme imkanım varmı acaba?

Tabiki, her yazimin altinda email adresim yaziyor. Aasmaestefan@gmail.com
ayrica facebook ve twitterda ayni isimle hesaplarim var.

Kaia ... Bu Ne cesaret? Diline eline hakim olucaksın. İlgiyi dagıtan Seni yaratandır. Ayrıca gözlerindeki perdeyi ve arkandaki seddi önundeki seddi boynuna uzanan kelepçeyi hissedebiliyorum. Allah seni böylece kuşatmış ve nefretin ile seni başbaşa bırakmış . Kendi nefsine seni şahit tutup yaptıklarından hesaba elbette çekileceksin. Bilmediğin şeyler hakkında konusma yahut o vasfı peygamber vasfını kullanma. Bu peygamberlik çok yüksek bir makamdır. Ancak senin makamın kolay elde edilir. Allah dilediğini dilediği gibi yapar işte bu yazıyı aasma ya yazdıran Allahtır. İlahi ilhamlar onu kuşatıp sarmasaydı ona yük olacak bir şeyde olmazdı. Ancak Allah ona bu yükü vermişse Taşımak ve aktarmak zorundadır. Zira bu öldürücü bir zehir gibidir. Onu dışarı atmazsan içeriden çürütür insanı belini kırar baya zorlu bir iş yani . Ayrıca siz peygamberliğin ne demek oldugunu bilseydiniz bu cümleleri kullanmazdınız. Şayet Allahtan korkan bir kimse olsaydınız Bu yazılar size ait olmazdı. işte Gördün mü Allah kendisinden sakınmayanları nasıl da döndürüyor. Kalplerini nasılda nefrete sürüyor. Evet onlar Allahı gereği gibi anmadıkları için Allah onları gittikçe yükselen bir azaba sokuyor. sözlerini söylerken korkmuyor korkmayan insan da ateşe müstehab oluyor. Ateş o insanı değiştirmez. O insanı ancak şevkat değiştirir. Ki Sen rabbine yönelmedikçe o da sana gerçek şevkati tattıracak değil. Açıkçası Onun şevkatine hiç bir mahlukat dayanamaz . Şayet Allah onu Aasma yı öldürmemeyi dilememiş olsaydı . Ona bunlar ilham olunurken oracıkta can verecekti. Nasıl bir Rabbimiz var sen düşün. işteo Allah korkulmaya daha layık affetmeye daha ehildir. Allah daima üstündür hikmet sahibidir. Bilmediğiniz şeyleri konusmanızdan ve yalan yere fitne çıkartmanızdan ötürü Allah kalplerinizi mühürledi. Şüphesiz o dilemedikçe siz dileyemezsiniz. O içindeki sesi dahi işiten o Allah'tan kork. Çünkü o seni çepecevre sarmıstır.üzgünüm sözlerinizden bunlar anlasıldı şüphesiz bunlar haktır gerçektir. Vesselam.

Aasma hanım
Söyledikleriniz uyanmak isteyenler için çok bilgilendirici. Ancak bugüne kadar insanlar bize ölüleri görmenin korkutucu ve deliliğe işaret ettiğini öğretti. Sizce gerçekten korkmalı mıyız Nasıl üstesinden geliriz cevaplarsanız sevinirim

uzun bir konu kisaca yazayim. olen insanlar ikiye ayrilir. Biri isiga gidenler, digeri ise olumu Kabul etmeyip dunya yasamina bagli kalip oldugu yerden kopamayanlar. Bunlar kaldiklari yerde hep insanlarin enerjisini emerek yasarlar ve karanliktalar. Takilmis ruhlar deniyor buna. Bizler bunlari hissedebiliriz duyabiliriz hatta ruyada onlarla yasariz belkide ayni evde. isiga gitmis olan ruhlar ise dunya yasaminin bitimini Kabul etmis ve gozu arkada kalmamis insanlardir.
Bizlerin kanallari acildikca arada kalmis negative ruhlari he, goruruz hemde duyabiliriz. Holografik resim gibiler. eskimis solmus siyah beyaz resim gibi. Cogu kotu niyetlidir zaten egosundan dolayi dunyadan maddeden kopamamis varliklardir. Bunlarin yasadigi evlerde yasayan insanlar hep yorgun, hasta olurlar aile icinde hep kavgaalr olur geceleri kabuslar goruruler ve birseylerin uzerinde oturdugun atanik olurlar. Bu tur ruhlarrla muhattap olmak istemiyorsak herzaman titresimimizi yuksek tutmaliyiz ve korkudan soyutlanmaliyiz. Evimizde ayda bir adacayi tutsusu ile alan temizligi yapmaliyiz. ve varsa arada kalmis ruhlari isiga yollamaliyiz. Yazdiklarim kafanizi karistirabilir ama kisaca siz hep sevgide iseniz, titresiminiz yuksekse zaten bu varliklar size yaklasamaz. cunku onlara gorunmez olursunuz. Bunlar kendileri gibi egolu, sorunlu, hasta, dusuk bilincli insanlari gorurler titresileri dusuk oldugu icin vede onlardan beslenirler.

Çok yardımcı oldunuz, teşekkürler

Aasma hanım, sizi yeni keşfedenlerdenim. Son donemde sizin blogunuza rastlamadan once çok karamsar ve gelecek adına çok olumsuz düşünüyordum. Özellikle şu siyaset konusunda hazmedemedigim o kadar çok şey var ki. Ama sizin yazılarınızı okumaya başlayınca artık daha pozitif bakmaya başladım olaylara. Bunun icin size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Bir sorum var. Şimdi ben önceden aşırı olmasa da yine çok rüya görüyordum ve rüyalarımı yönetebiliyordum. Berrak rüya rüya dediğimiz seylerden. Fakat son zamanlarda, bir-iki yıldır, neredeyse hiç rüya görmüyorum. Gorduklerim de yarım yamalak aklımda kalmıyor, aklımda kalanlar da çok kısa rüyalar. Bu duruma açıkçası üzülüyorum. Bu durumu kendi açımdan çok ciddiye aldım. Gerçeklerden kurtulabildigim tek mekan ruyalarimdi. Fakat o da gitti. Biraz arastirdim ve sans eseri hadislere bakarken Peygamber efendimizin bir sözünu gordum."Herhangi biriniz rüya görmezse üzülmesin. Çünkü ilmin derinliklerine dalan kimse, rüya görme özelliğini kaybeder." Gercekten de soyle bir düşündüğümde bu bir iki sene içinde araştırma merakımm arttı ve daha bilinçli bir insan haline geldiğimi düşünüyorum önceki senelere göre. Bu da bir çeşit uyanış midir, bunun boyut değiştirmeyle bir alakası var mıdır ? Yorumunuzu bekliyorum, sağlıcakla kalın

hadislere inanmiyorum ben ama bu bilgi dogru. kesinlikle.. bellinbir bilinc seviyesine erisince, onceden yapabildiklerini veya hatirlayabildiklerimiz degisiyor. Aslinda yine goruyiruz yapiyoruz ama daha ust boyuta yukseldigimiz icin, oranin enerjisi bizi uyutuyor. bu sebeple hatirlayamiyoruz. Bilincimiz buyudukce htirlama ufak ufak yeniden basliyor. Uyku halinde, bilincimiz yuksek boyutlara demirleniyorsa, biz daha derin uyuruz. Bu baglamda sizin buldugunuz bu hadis size gelmis bir dogru cevaptir.

Yorum Gönder